40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَلاَ تَدْعُ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَنفَعُكَ وَلاَ يَضُرُّكَ فَإِن فَعَلْتَ فَإِنَّكَ إِذًا مِّنَ الظَّالِمِينَ ﴿١٠٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lâ ted'u min dûni allâhi mâ lâ yenfeu-ke ve lâ yadurru-ke fe in fealte fe inne-ke izen min ez zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lâ ted'u ve tapma, dua etme
min dûni allâhi Allah'tan başka
mâ lâ yenfeu-ke sana fayda vermeyen şeyler
ve lâ yadurru-ke ve sana zarar vermeyen
fe in fealte bundan sonra, eğer yapacak olursan, yaparsan
fe inne-ke o zaman sen mutlaka
izen bu durumda, öyle olursa (öyle yaparsan)
min ez zâlimîne zalimlerden, zulmedenlerden

Allah’tan başka sana fayda ve zarar vermeyen şeylere dua etme. Bundan sonra eğer öyle yaparsan, o zaman sen mutlaka zalimlerden olursun.

YÛNUS SURESİ 106. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(104-106) De ki: "Ey insanlar! Eğer benim dinimden şüphede iseniz, iyi bilin ki, ben sizin Allah’tan başka ibadet ettiğiniz şeylere asla ibadet etmem; lâkin sadece ve sadece, sizin ruhunuzu teslim alacak olan Allah’a ibadet ederim. Bana müminlerden olmam emredildi ve "yüzünü, özünü Allah’ı bir tanıyarak dine ver ve sakın müşriklerden olma." "Sakın Allah’tan başka, sana ne fayda ne zarar vermeyecek olan putlara yalvarma, şayet böyle yaparsan, o takdirde kesinlikle zalimlerden olursun" diye talimat verildi.

Suat Yıldırım