40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ فَأْتُواْ بِسُورَةٍ مِّثْلِهِ وَادْعُواْ مَنِ اسْتَطَعْتُم مِّن دُونِ اللّهِ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ﴿٣٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

em yekûlûne ifterâ-hu kul fe'tû bi sûretin misli-hi ved'û (ve ud'û) men isteta'tum min dûni allâhi in kuntum sâdikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
em yoksa, veya, öyle mi
yekûlûne ifterâ-hu onu uydurdu mu diyorlar
kul de, söyle
fe'tû öyleyse, o takdirde getirin
bi sûretin bir sure
misli-hi onun gibi, onun eşi benzeri
ved'û (ve ud'û) ve çağırın
men isteta'tum gücünüzün yettiği kimse(leri)
min dûni allâhi Allah'tan başka
in kuntum eğer siz, iseniz
sâdikîne doğru söyleyenler, sadıklar

Yoksa onu uydurdu mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenlerseniz, o taktirde Allah’tan başka gücünüzün yettiği kimseleri çağırın ve onun gibi bir sure getirin!”

YÛNUS SURESİ 38. Ayeti Ali Ünal Meali

Yoksa, “Onu (Muhammed) uyduruyor” mu diyorlar? (Ey Rasûlüm,) de ki: “Madem öyle, eğer bu iddianızda samimi iseniz, (vicdanınız da gerçekten böyle diyor ve kendi kendinizi kandırmıyorsanız), haydi, bu Kur’ân’ın benzeri tek bir sûre meydana getirin ve Allah’tan başka yardımınıza çağırabileceğiniz kim varsa hepsini yardımınıza çağırın.”

Ali Ünal