40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.


وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ كَأَن لَّمْ يَلْبَثُواْ إِلاَّ سَاعَةً مِّنَ النَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيْنَهُمْ قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِلِقَاء اللّهِ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ ﴿٤٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve yevme yahşuru-hum keen lem yelbesû illâ sâaten min en nehâri yeteârefûne beyne-hum kad hasira ellezîne kezzebû bi likâi allâhi ve mâ kânû muhtedîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve yevme ve o gün
yahşuru-hum onları toplar, toplayacak, haşredecek
keen gibi
lem olmadı
yelbesû kalırlar
illâ ...den başka, ancak
sâaten bir saat
min ...den
en nehâri gündüz
yeteârefûne tanışırlar, tanışacaklar
beyne-hum onlar aralarında
kad olmuştu
hasira hüsrana düştüler
ellezîne kezzebû yalanlayan kimseler, yalanlayanlar
bi likâi allâhi Allah'a mülâki olmak (ulaşmak)
ve mâ kânû ve olmadılar
muhtedîne hidayete eren kimseler (ruhlarını Allah'a ölmeden evvel ulaştıranlar)

Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar).

YÛNUS SURESİ 45. Ayeti Seyyid Kutub Meali

Allah insanları biraraya topladığı gün, sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kalmışlar ve bu süreyi birbirleri ile tanışmak için harcamışlar gibidirler. Allah ile karşılaşacaklarını yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır, onlar doğru yolu bulamamışlardır.

Seyyid Kutub