YÛNUS SURESİ 5. Ayeti Suat Yıldırım Meali
40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 109 âyettir.
هُوَ الَّذِي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَاء وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُواْ عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ مَا خَلَقَ اللّهُ ذَلِكَ إِلاَّ بِالْحَقِّ يُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ ﴿٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
huve
ellezî ceale
eş şemse
dıyâen
ve el kamere
nûren
ve kaddere-hu
menâzile
li ta'lemû
adede es sinîne
ve el hisâbe
mâ halaka allâhu
zâlike
illâ
bi el hakkı
yufassılu el âyâti
li kavmin
ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
huve | o ki |
ellezî ceale | ki o kıldı (yarattı) |
eş şemse | güneş |
dıyâen | bir ziya, bir ışık (olarak) |
ve el kamere | ve ay (kamer) |
nûren | bir nur |
ve kaddere-hu | ve ona takdir etti |
menâzile | menziller, yörüngeler |
li ta'lemû | bilmeniz için |
adede es sinîne | senelerin adedini, sayısını |
ve el hisâbe | ve hesabını |
mâ halaka allâhu | Allah'ın yarattığı şeyler (Allah ne yarattı ise) |
zâlike | işte bu, böylece |
illâ | ancak |
bi el hakkı | hak ile |
yufassılu el âyâti | âyetleri tafsilatlı açıklar |
li kavmin | bir kavim için |
ya'lemûne | biliyorlar |
Güneş’i bir ziya, Ay’ı (kameri) bir nur kılan, O’dur. Ve senelerin adedini ve hesabını bilmeniz için ona menziller tayin etti. Allah ne yarattı ise ancak böylece hak ile yarattı. Bilen bir kavim için âyetleri ayrı ayrı açıklar.
YÛNUS SURESİ 5. Ayeti Suat Yıldırım Meali
O’dur ki Güneş’i bir ışık yaptı. Ay’ı da bir nûr kılıp, ona birtakım konaklar tayin etti ki yılların sayısını ve vakitlerin hesabını bilesiniz. Allah, bunları boş yere değil, ancak hikmet uyarınca, sabit bir gerçek olarak yaratmıştır. Bilip anlayacak kimselere Allah âyetleri böylece açıklar.
Suat Yıldırım