ZUMER SURESİ 3. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir.
أَلَا لِلَّهِ الدِّينُ الْخَالِصُ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ أَوْلِيَاء مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَى إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ ﴿٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e lâ | öyle değil mi |
li allâhi | Allah'a ait, Allah için |
ed dînu | dîn |
el hâlisu | hâlis, has, özel |
ve ellezîne | ve o kimseler, onlar |
ittehazû | edindiler |
min | ...'den |
dûni-hi | ondan başka, onun dışında |
evliyâe | velîler, dostlar |
mâ na'budu-hum | biz onlara tapmıyoruz, kulluk etmiyoruz |
illâ | ...'den başka, sadece |
li yukarribûnâ | bizi yaklaştırmaları için |
ilâllâhi (ilâ allâhi) | Allah'a |
zulfâ | derece, makam, yakınlık |
inne allâhe | muhakkak ki Allah |
yahkumu | hükmeder |
beyne-hum | onların arasında |
fî | içinde, de |
mâ | şey |
hum | onlar |
fîhi | onda, onun hakkında |
yahtelifûne | ihtilâf ediyorlar |
inne allâhe | muhakkak ki Allah |
lâ yehdî | hidayete erdirmez |
men | kim, kimse |
huve | o |
kâzibun | yalancı, yalanlayan |
keffârun | çok inkârcı, inkâr edenler |
Halis dîn, Allah içindir, öyle değil mi? Ve O’ndan (Allah’tan) başka dostlar edinenler: “Biz, onlara (putlara) sadece bizi Allah’a yakın bir makama yaklaştırmaları için tapıyoruz.” (dediler). Muhakkak ki Allah, hakkında ihtilâf ettikleri şey için onların aralarinda hüküm verir. Muhakkak ki Allah, yalanlayan ve inkar ederleri hidayete erdirmez.
ZUMER SURESİ 3. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
İyi bil ki, halis din ancak Allah’ındır. Ondan başka, kendilerine bir takım dostlar (mabutlar) edinenler de şöyle diyorlar: “- Biz onlara (putlara) ibadet etmiyoruz, ancak bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye yapıyoruz.” Elbette Allah, onlarla müminler arasında, ihtilâf edib durdukları şeyde (din hususunda) hükmünü verecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı olan, kâfir olan kimseyi doğru yola çıkarmaz.
Ali Fikri Yavuz