Mekke döneminde inmiştir. 35 âyettir. Sûre, adını 21. âyette geçen “Ahkâf” kelimesinden almıştır. Ahkâf, sûrede sözü edilen “Âd” kavminin yaşadığı Yemen’de bir bölgenin adı olup, uzun ve kıvrımlı kum yığınları demektir.


وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ إِحْسَانًا حَمَلَتْهُ أُمُّهُ كُرْهًا وَوَضَعَتْهُ كُرْهًا وَحَمْلُهُ وَفِصَالُهُ ثَلَاثُونَ شَهْرًا حَتَّى إِذَا بَلَغَ أَشُدَّهُ وَبَلَغَ أَرْبَعِينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَصْلِحْ لِي فِي ذُرِّيَّتِي إِنِّي تُبْتُ إِلَيْكَ وَإِنِّي مِنَ الْمُسْلِمِينَ ﴿١٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve vassay-nâ el insâne bi vâlidey-hi ihsânen hamelet-hu ummu-hu kurhen ve vadaat-hu kurhen ve hamlu-hu ve fisâlu-hu selâsûne şehren hattâ izâ belega eşudde-hu ve belega erbaîne seneten kâle rabbi evzı'nî en eşkure ni'meteke elletî en'amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a'mele sâlihan terdâhu ve aslıh fî zurriyyetî innî tubtu ileyke ve innî min el muslimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve vassay-nâ ve vasiyet ettik
el insâne insan
bi vâlidey-hi anne ve babasına
ihsânen ihsanla davranma
hamelet-hu onu taşıdı, yüklendi
ummu-hu onun annesi
kurhen meşakkat, güçlük
ve vadaat-hu ve onu doğurdu
kurhen meşakkat, güçlük
ve hamlu-hu ve onun taşınması
ve fisâlu-hu ve onun sütten kesilmesi
selâsûne otuz
şehren ay
hattâ izâ nihayet, ... olduğu zaman
belega erişti
eşudde-hu en kuvvetli kemâl çağına
ve belega ve erişti
erbaîne kırk
seneten sene, yıl
kâle dedi
rabbi Rabbim
evzı'nî beni muvaffak kıl, yönelt, başarılı kıl, nasip et
en eşkure şükretmek
ni'meteke senin ni'metlerine
elletî ki onu
en'amte ni'metlendirdin, sen verdin
aleyye beni, bana
ve alâ vâlideyye ve anne-babama
ve en a'mele ve amelde bulunmak, amel yapmak
sâlihan salih, ıslâh edici, nefs tezkiyesi
terdâhu razı olacağı
ve aslıh ve ıslâh et
beni, benim için
fî zurriyyetî zürriyetimi, soyumu
innî muhakkak ki ben
tubtu tövbe ettim
ileyke sana
ve innî ve muhakkak ki ben
min el muslimîne müslümanlardan, teslim olanlardan

İnsana, anne ve babasına ihsanla davranmasını vasiyet ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Ve onun taşınması ve sütten kesilmesi 30 aydır. Nihayet erginlik çağına ulaştığı zaman 40 yaşını tamamladı. Şöyle dedi: “Rabbim! Bana, anne ve babama verdiğin ni’metlere şükretmekte, Senin razı olduğun salih amel (nefs tezkiyesi) yapmakta beni başarılı kıl. Ve zürriyetimi ıslâh et. Muhakkak ki ben, Sana tövbe ettim ve muhakkak ki ben (Sana) teslim olanlardanım.”

AHKÂF SURESİ 15. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Biz insana, anne ve babasına devamlı iyilik yapmayı, ihsanda bulunmayı, onlardan hiçbir şeyi esirgememeyi tekrar tekrar tavsiye ettik. Annesi onu binbir zahmetle karnında taşıdı. Acılar içinde doğurdu.
Çocuğun ana karnında taşınmaya başlamasından, sütten kesilinceye kadar geçen süre otuz aydır. İnsan, onsekiz yaşına gelinceye kadar ana-babanın sorumluluğunda; otuzlu yaşların sonuna kadar ana-babaya da sıkıntısını yansıtarak hayatını sürdürür. Kırk yaşına gelince de:
'Rabbim, bana ve ana-babama ihsan ettiğin, lütfettiğin nimetlerine şükretmemi, hâlis niyet ve amaçlarla, senin razı olacağın, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirmemi, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlamamı, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olmamı, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlememi gönlüme ilham et, gazabını gerektirecek şeylerden uzak tut. Din ve dünya işlerinin, sosyal ilişkilerin, neslim içinde de düzgün ve geliştirilerek devamını sağla. Ben günah işlemekten vazgeçerek tevbe edip sana itaate yöneldim. Ben İslâm’ı yaşayan müslümanlardan biriyim.' der.

Ahmet Tekin