Mekke döneminde inmiştir. 35 âyettir. Sûre, adını 21. âyette geçen “Ahkâf” kelimesinden almıştır. Ahkâf, sûrede sözü edilen “Âd” kavminin yaşadığı Yemen’de bir bölgenin adı olup, uzun ve kıvrımlı kum yığınları demektir.


فَاصْبِرْ كَمَا صَبَرَ أُوْلُوا الْعَزْمِ مِنَ الرُّسُلِ وَلَا تَسْتَعْجِل لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَ مَا يُوعَدُونَ لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا سَاعَةً مِّن نَّهَارٍ بَلَاغٌ فَهَلْ يُهْلَكُ إِلَّا الْقَوْمُ الْفَاسِقُونَ ﴿٣٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fasbir kemâ sabera ulûl azmi min er rusul ve lâ testa'cil lehum ke ennehum yevme yeravne yûadûne lem yelbesû illâ sâaten min nehârin belâgun fe hel yuhleku illa el kavmu el fâsikûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fasbir sabret
kemâ gibi
sabera sabretti
ulûl azmi azîm sahipleri
min er rusul resûllerden
ve lâ testa'cil ve acelecilik gösterme, acele etme
lehum onlar için
ke ennehum onlar ... gibi olurlar
yevme o gün
yeravne gördükleri
şey
yûadûne vaadolunuyorlar
lem yelbesû kalmamışlar, ikamet etmemişler
illâ ancak, sadece, ...'den başka
sâaten bir saat
min nehârin gündüzden, gündüzün
belâgun bir tebliğdir
fe hel yuhleku artık helâk edilir mi, yıkıma uğratılır mı?
illa el kavmu kavimden, topluluktan başkası
el fâsikûne fasıklar

Öyleyse ulûl’azm olan resûller gibi sabret. Ve onlar için acele etme. O gün vaadolundukları şeyi (azabı) gördükleri zaman gündüzün bir saatinden fazla kalmamış gibi olurlar. (Bu) bir tebliğdir. Artık fasıklar topluluğundan başkası helâk edilir mi?

AHKÂF SURESİ 35. Ayeti Diyanet İşleri (eski) Meali

Peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret; inkarcılar için acele etme; onlar, kendilerine söz verileni gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir müddeti eğlendiklerini sanırlar. Bu bir bildiridir; yoldan çıkmış olanlardan başkası mı yok edilir?

Diyanet İşleri (eski)