Medine döneminde inmiştir. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb, gruplar, demektir.


وَإِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ مَّا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ إِلَّا غُرُورًا ﴿١٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve iz yekûlu el munâfikûne ve ellezîne kulûbi-him maradun mâ vaadenâllâhu(vaadenâ allâhu) ve resûlu-hû illâ gurûran
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve iz yekûlu ve söylüyorlardı, diyorlardı.
el munâfikûne münafıklar
ve ellezîne ve o kimseler, onlar
içinde, vardır
kulûbi-him onların kalpleri
maradun hastalık, maraz, şüphe
mâ vaadenâllâhu(vaadenâ allâhu) Allah bize vaadetmedi
ve resûlu-hû ve onun resûlü
illâ ancak, ...’den başka
gurûran gurur, aldatma

Ve münafıklar ve kalplerinde maraz (hastalık, şüphe) bulunanlar: “Allah ve Resûl'ü gururdan (aldatmaktan) başka bir şey vaadetmedi.” diyorlardı.

AHZÂB SURESİ 12. Ayeti Harun Yıldırım Meali

Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.

Harun Yıldırım