AHZÂB SURESİ 35. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb, gruplar, demektir.
إِنَّ الْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْقَانِتِينَ وَالْقَانِتَاتِ وَالصَّادِقِينَ وَالصَّادِقَاتِ وَالصَّابِرِينَ وَالصَّابِرَاتِ وَالْخَاشِعِينَ وَالْخَاشِعَاتِ وَالْمُتَصَدِّقِينَ وَالْمُتَصَدِّقَاتِ وَالصَّائِمِينَ وَالصَّائِمَاتِ وَالْحَافِظِينَ فُرُوجَهُمْ وَالْحَافِظَاتِ وَالذَّاكِرِينَ اللَّهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ أَعَدَّ اللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا ﴿٣٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
inne | muhakkak ki |
el muslimîne | İslâm olan, Allah'a teslim olan, müslüman erkekler |
ve el muslimâti | ve İslâm olan, Allah'a teslim olan, müslüman kadınlar |
ve el mu'minîne | ve mü'min erkekler |
ve el mu'minâti | ve mü'min kadınlar |
ve el kânitîne | ve kanitin olan, huşû ile bağlanan erkekler |
ve el kânitâti | ve kanitin olan, huşû ile bağlanan kadınlar |
ve es sâdikîne | ve sadık olan erkekler |
ve es sâdikâti | ve sadık olan kadınlar |
ve es sâbirîne | ve sabreden erkekler |
ve es sâbirâti | ve sabreden kadınlar |
ve el hâşiîne | ve huşû duyan erkekler |
ve el hâşiâti | ve huşû duyan kadınlar |
ve el mutesaddikîne | ve sadaka veren erkekler |
ve el mutesaddikâti | ve sadaka veren kadınlar |
ve es sâimîne | ve oruç tutan erkekler |
ve es sâimâti | ve oruç tutan kadınlar |
ve el hâfızîne | ve muhafaza eden, koruyan erkekler |
furûce-hum | onların ırzları, ırzları, namusları |
ve el hâfızâti | ve muhafaza eden, koruyan kadınlar |
ve ez zâkirîne allâhe | ve Allah'ı zikreden erkekler |
kesîran | çok |
ve ez zâkirâti | ve zikreden kadınlar |
eadde | hazırladı |
allâhu | Allah |
lehum | onlar için, onlara |
magfiraten | mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi) |
ve ecran | ve ecir, mükâfat |
azîmen | azîm, büyük |
Gerçekten İslâm olan (Allah’a teslim olan) erkekler ve İslâm olan kadınlar ve mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, kanitin olan erkekler ve kanitin olan kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Rabbine) huşû duyan erkekler ve huşû duyan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar ve Allah’ı çok zikreden erkekler ve (çok) zikreden kadınlar! Allah, onlar için mağfiret ve azîm bir ecir (mükâfat) hazırladı.
AHZÂB SURESİ 35. Ayeti Ali Ünal Meali
Allah’a tam teslim olmuş erkekler ve tam teslim olmuş kadınlar, hakkıyla ve gerçekten iman etmiş erkekler ve hakkıyla ve gerçekten iman etmiş kadınlar, (İslâm’ın her hükmüne baş eğmiş) tam itaatkâr erkekler ve tam itaatkâr kadınlar, (bütün söz ve davranışlarında) dürüst ve yalandan uzak erkekler ve dürüst, yalandan uzak kadınlar, (İslâm’ı yaşamada) sebatkâr ve başlarına gelenlere sabreden erkekler, sebatkâr ve sabırlı kadınlar, (Allah karşısında) tam manâsıyla saygılı ve boyunları önde erkekler ve tam manâsıyla saygılı, boyunları önde kadınlar, (Allah yolunda ve muhtaçlar için) infakta bulunan erkekler ve infakta bulunan kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadın lar, ırzlarını, iffetlerini ve mahrem yerlerini (açılmaktan ve namahreme karşı) koruyan erkekler ve ırzlarını, iffetlerini ve mahrem yerlerini koruyan kadınlar, (ibadet içinde ve dışında) Allah’ı çok zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar: Allah, bu kutlu insanlar için (sürprizlerle dolu) bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Ali Ünal