Medine döneminde inmiştir. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb, gruplar, demektir.


وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُّبِينًا ﴿٣٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ kâne li mu'minin ve lâ mu'minetin izâ kada allâhu ve resûlu-hû emran en yekûne lehum el hıyeratu min emri-him ve men ya'sıllâhe ve resûle-hu fe kad dalle dalâlen mubînen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ ve olmadı, olmaz
kâne oldu
li mu'minin mü'min bir erkek için
ve lâ ve yoktur
mu'minetin mü'min bir kadın
izâ kada allâhu Allah hükmettiği zaman
ve resûlu-hû ve onun resûlü
emran emir, durum, hal
en yekûne olması
lehum onlar için
el hıyeratu seçme, tercih, seçim hakkı
min emri-him onların emrinden, onların işlerinden, kendi işlerinde
ve men ve kim
ya'sıllâhe Allah'a asi olmak, itaat etmemek
ve resûle-hu ve onun resûlü
fe artık, o taktirde
kad oldu, olmuştu
dalle dalâlette, saptı
dalâlen dalâlet, sapıklık
mubînen açıkça, apaçık

Ve mü’min erkek ve mü’min kadının, Allah ve O’nun Resûl’ü, onlar için bir işin olmasına hükmettiği (karar verdiği) zaman, kendi işlerinde seçim hakkı olamaz. Ve kim, Allah ve O’nun Resûl’üne asi olursa (itaat etmezse), o taktirde apaçık bir dalâlet ile sapmış olur.

AHZÂB SURESİ 36. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin bir erkekle mümin bir kadın için, kendi işlerinden dolayı Allah’ın ve Peygamberin hükmüne aykırı olanı seçmek hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlüne isyan ederse, muhakkak açık bir sapıklık etmiş olur. (Hz. Peygamber (s.a.v.) halası kızı Zeyneb’i azadlısı ve oğulluğu bulunan Zeyd ile nikâhlamak istemişti. Bunlardan her ikisi de muvafakat etmemişlerdi. Bunun üzerine, bu âyeti kerime nâzil oldu ve onlar da evlendiler).

Ali Fikri Yavuz