AHZÂB SURESİ 36. Ayeti Ömer Öngüt Meali
Medine döneminde inmiştir. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb, gruplar, demektir.
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُّبِينًا ﴿٣٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve mâ
kâne
li mu'minin
ve lâ
mu'minetin
izâ kada allâhu
ve resûlu-hû
emran
en yekûne
lehum
el hıyeratu
min emri-him
ve men
ya'sıllâhe
ve resûle-hu
fe
kad
dalle
dalâlen
mubînen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ | ve olmadı, olmaz |
kâne | oldu |
li mu'minin | mü'min bir erkek için |
ve lâ | ve yoktur |
mu'minetin | mü'min bir kadın |
izâ kada allâhu | Allah hükmettiği zaman |
ve resûlu-hû | ve onun resûlü |
emran | emir, durum, hal |
en yekûne | olması |
lehum | onlar için |
el hıyeratu | seçme, tercih, seçim hakkı |
min emri-him | onların emrinden, onların işlerinden, kendi işlerinde |
ve men | ve kim |
ya'sıllâhe | Allah'a asi olmak, itaat etmemek |
ve resûle-hu | ve onun resûlü |
fe | artık, o taktirde |
kad | oldu, olmuştu |
dalle | dalâlette, saptı |
dalâlen | dalâlet, sapıklık |
mubînen | açıkça, apaçık |
Ve mü’min erkek ve mü’min kadının, Allah ve O’nun Resûl’ü, onlar için bir işin olmasına hükmettiği (karar verdiği) zaman, kendi işlerinde seçim hakkı olamaz. Ve kim, Allah ve O’nun Resûl’üne asi olursa (itaat etmezse), o taktirde apaçık bir dalâlet ile sapmış olur.
AHZÂB SURESİ 36. Ayeti Ömer Öngüt Meali
Allah ve Resul'ü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin bir erkekle mümin bir kadın için, artık o işte kendi arzularına göre seçme hakkı yoktur. Allah'a ve Resul'üne başkaldırıp isyan eden kimse hiç süphesiz ki apaçık bir şekilde sapıklığa düşmüş olur.
Ömer Öngüt