AHZÂB SURESİ 4. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali
Medine döneminde inmiştir. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb, gruplar, demektir.
مَّا جَعَلَ اللَّهُ لِرَجُلٍ مِّن قَلْبَيْنِ فِي جَوْفِهِ وَمَا جَعَلَ أَزْوَاجَكُمُ اللَّائِي تُظَاهِرُونَ مِنْهُنَّ أُمَّهَاتِكُمْ وَمَا جَعَلَ أَدْعِيَاءكُمْ أَبْنَاءكُمْ ذَلِكُمْ قَوْلُكُم بِأَفْوَاهِكُمْ وَاللَّهُ يَقُولُ الْحَقَّ وَهُوَ يَهْدِي السَّبِيلَ ﴿٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
mâ ceale allâhu | Allah kılmadı |
li raculin | bir adamda |
min kalbeyni | iki kalp (kalpten iki tane) |
fî | içinde, da |
cevfi-hî | onun (göğüs) boşluğu |
ve mâ ceale | ve kılmadı, yapmadı |
ezvâce-kum | sizin zevceleriniz, eşleriniz |
ellâî | ki onlar |
tuzâhırûne | zıhar yaptığınız (zıhar yapmak: sen bana benim annemin sırtı gibisin diyerek eşini boşamak istemek) |
min hunne | onlardan |
ummehâti-kum | sizin anneleriniz |
ve mâ ceale | ve kılmadı, yapmadı |
ed'ıyâe-kum | sizin evlâtlıklarınız |
ebnâe-kum | sizin oğullarınız |
zâlikum | işte bu, bunlar |
kavlu-kum | sizin sözünüz |
bi efvâhi-kum | sizin ağızlarınızda |
vallâhu (ve allâhu) | ve Allah |
yekûlu | söyler |
el hakka | Hakk |
ve huve | ve o |
yehdî | ulaştırır, hidayet eder |
es sebîle | yol |
Allah bir adama göğsünde iki kalp kılmadı (yaratmadı). Zihar yaptığınız (sen bana benim annemin sırtı gibisin diyerek boşamak istediğiniz) zevcelerinizi sizin anneleriniz kılmadı. Ve evlâtlıklarınızı, sizin oğullarınız kılmadı. İşte bunlar sizin ağızlarınızdaki sözlerdir. Ve Allah hakkı söyler. Ve O, (Kendine ulaştıran) yola hidayet eder.
AHZÂB SURESİ 4. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali
Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız eşlerinizi sizin anneniz yapmamıştır, evlatlıklarınızı da sizin oğullarınız kılmamıştır. Bu konularda söylediğiniz sözler, ağızlarınızın bir lakırdısıdır. Allah, hakkı söyler ve O, gerçek yola kılavuzlar.
Yaşar Nuri Öztürk