AHZÂB SURESİ 51. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb, gruplar, demektir.
تُرْجِي مَن تَشَاء مِنْهُنَّ وَتُؤْوِي إِلَيْكَ مَن تَشَاء وَمَنِ ابْتَغَيْتَ مِمَّنْ عَزَلْتَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكَ ذَلِكَ أَدْنَى أَن تَقَرَّ أَعْيُنُهُنَّ وَلَا يَحْزَنَّ وَيَرْضَيْنَ بِمَا آتَيْتَهُنَّ كُلُّهُنَّ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا فِي قُلُوبِكُمْ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَلِيمًا ﴿٥١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
turcî | sen ertelersin |
men | kim, kimse |
teşâu | sen dilersin |
min-hunne | onlardan |
ve tu'vî | ve yanına alırsın |
ileyke | sana |
men | kim, kimse |
teşâu | sen dilersin |
ve men | ve kim, kimse |
ibtegayte | sen istedin |
mimmen | (min men) |
min | ...'den |
men | kim, kimse |
azelte | sen azlettin, bıraktın |
fe | artık, bundan sonra |
lâ cunâha | günah yoktur |
aleyke | senin üzerine, sana |
zâlike | işte bu, bu |
ednâ | en yakın, en uygun |
en tekarra a'yunu-hunne | gözleri aydın olmak (sevinmek) |
ve lâ yahzenne | ve mahzun olmazlar, hüzünlenmezler |
ve yardayne | razı olurlar |
bimâ | şeyler ile |
âteyte-hunne | onlara verdin |
kullu-hunne | onların hepsi |
vallâhu | ve Allah |
ya'lemu | o bilir |
mâ | şey |
fî | içinde, ...'de |
kulûbi-kum | sizin kalpleriniz |
ve kânallâhu (ve kâne allâhu) | ve Allah oldu, Allah ...dır |
alîmen | en iyi bilen |
halîmen | halim |
Onlardan dilediğini ertelersin, dilediğini yanına alırsın. Ve azlettiklerinden (bıraktıklarından) istediğini (tekrar) yanına almanda bundan sonra sana günah yoktur. Bu, onların gözlerinin aydın olması (sevinmeleri), onların hüzünlenmemesi ve bu onların hepsinin senin verdiğin şeylerden razı olmaları için en uygundur. Ve Allah, kalplerinizde olanları bilir. Allah, Alîm’dir (en iyi bilen), Halîm’dir.
AHZÂB SURESİ 51. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. (Geçici olarak) Ayrıldıklarından (tekrar birleşmeyi) arzu ettiğine (dönmekte) senin üzerine bir günâh yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp tasalanmamalarına ve hepsinin, senin verdiklerine râzı olmalarına en elverişli olan budur. Allâh sizin kalblerinizde olanı bilir. Allâh bilendir, halimdir (birden öfkeye kapılıp cezâ vermez).
Süleyman Ateş