Medine döneminde inmiştir. 73 âyettir. Sûre, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen “el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb, gruplar, demektir.


إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا ﴿٧٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

innâ aradnâ el emânete alâ es semâvâti ve el ardı ve el cibâli fe ebeyne en yahmilne-hâ ve eşfakne min-hâ ve hamele-hâ el insânu inne-hu kâne zalûmen cehûlen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
innâ muhakkak ki biz
aradnâ sunduk, teklif ettik
el emânete emanet
alâ es semâvâti göklere
ve el ardı ve yer
ve el cibâli ve dağlar
fe artık, fakat
ebeyne çekindiler
en yahmilne-hâ onu yüklenmek
ve ve
eşfakne korktular
min-hâ ondan
ve hamele-hâ ve onu yüklendi
el insânu insan
inne-hu çünkü o, muhakkak ki o
kâne oldu, ... idi, ...dır
zalûmen çok zalim
cehûlen çok cahil

Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o (nefs), çok zalimdir, çok cahildir.

AHZÂB SURESİ 72. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali

Gerçek şu ki biz, akıl ve irade ile yerine getirilecek dini sorumluluk emanetini göklere, yere ve dağlara sunmuştuk; ama sorumluluğundan korktukları için, onu yüklenmeyi reddettiler. O emaneti insan üstlendi, zaten o, her zaman kendisine haksızlık etmeye yatkın bir yaratık olup, işlerin sonucu hususunda da, sağlam bilgiden yoksundur.

Abdullah Parlıyan