ÂLİ İMRÂN SURESİ 110. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُم مِّنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ ﴿١١٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kuntum | siz oldunuz |
hayra ummetin | hayırlı ümmet, topluluk |
uhricet | çıkarıldınız |
li en nâsi | insanlar için |
te'murûne | emredersiniz |
bi el ma'rûfi | irfan ile |
ve tenhevne | ve nehyedersiniz, men edersiniz |
an-il munkeri | münkerden, kötülükten |
ve tu'minûne bi allâhi | ve Allah'a îmân edersiniz |
ve lev âmene | ve eğer îmân etselerdi |
ehlu el kitâbi | kitap ehli, kitap sahipleri |
le kâne | elbette olurdu |
hayran | hayırlı |
lehum | onlar için |
min-hum | onlardan |
el mu'minûne | îmân edenler, mü'minler |
ve ekseru-hum | ve onların çoğu |
el fâsikûne | fâsıklar, fıska düşenler |
Siz, insanlar için çıkarılmış (seçilmiş) olan, ümmetin hayırlı kişileri oldunuz. Mâruf ile emredersiniz ve münkerden nehy edersiniz (men edersiniz). Ve siz, Allah'a îmân ediyorsunuz. Eğer kitap ehli de îmân etselerdi elbette onlar için hayırlı olurdu. Onlardan bir kısmı mü'mindir ve onların çoğu da fâsıklardır.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 110. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Siz insanların iyiliği, faydalanması için ortaya çıkarılmış, seçilmiş en hayırlı milletsiniz, en hayırlı kadrolarsınız, hayır toplumusunuz. Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû olanı, İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adâleti uygulayarak, kamu düzenini sağlar, iyiliği emreder, şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yasaklayarak, önleyici tedbirler alıp kamu güvenliğini temin edersiniz. Allah’a iman edersiniz. Ehl-i kitap da iman etmiş olsaydı, kendileri için daha hayırlı olurdu. İçlerinden ehl-i tevhid olanlar da var. Fakat onların çoğu, doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkmış fâsıktır, âsi ve bozguncudur.
Ahmet Tekin