ÂLİ İMRÂN SURESİ 117. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
مَثَلُ مَا يُنفِقُونَ فِي هِذِهِ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَثَلِ رِيحٍ فِيهَا صِرٌّ أَصَابَتْ حَرْثَ قَوْمٍ ظَلَمُواْ أَنفُسَهُمْ فَأَهْلَكَتْهُ وَمَا ظَلَمَهُمُ اللّهُ وَلَكِنْ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ ﴿١١٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
meselu | misal, durum |
mâ yunfikûne | infak edilen şeyler |
fî | içinde, ...de |
hâzihi el hayâti ed dunyâ | bu dünya hayatı |
ke meseli | gibi, misal, durum |
rîhin | kavurucu, dondurucu bir rüzgâr |
fîhâ | onun içinde, ona |
sırrun | dondurucu soğuk |
esâbet | isabet etti |
harse | ekinler |
kavmin | kavim, toplum |
zalemû | zulmettiler |
enfuse-hum | kendi kendilerine |
fe ehleket-hu | böylece onu helâk etti, yok etti |
ve mâ zaleme-hum | ve onlara zulmetmedi |
allâhu | Allah |
ve lâkin | ve lâkin, fakat |
enfuse-hum | kendi kendilerine, kendilerine |
yazlımûne | zulmediyorlar |
Onların (kâfirlerin), bu dünya hayatında (gösteriş ve övünmek için) infâk ettikleri şeylerin durumu, kendilerine zulmeden (Allah'ın emirlerine ve nehiylerine itaat etmeyerek, devamlı derecat kaybeden) bir kavmin, "kavurucu, dondurucu soğuk bir rüzgarın isabet ederek, böylece helâk ettiği" ekininin durumu gibidir. Allah, onlara zulmetmedi, fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlar.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 117. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
İnanmayan kâfirlerin bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, tıpkı şu dondurucu veya kavurucu rüzgara benzer ki, varlık sebebine aykırı işler işleyen bir toplumun ekinine dokunup onu yok etmiştir. Yani bu inançsızların inkâr rüzgarları yaptıkları hayır adına ne varsa hepsini yok eder. Allah onlara haksızlık etmedi, fakat onlar gerçekten haksızlık ederek, yaratılış sebebine aykırı davranmış oluyorlar.
Abdullah Parlıyan