ÂLİ İMRÂN SURESİ 13. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
قَدْ كَانَ لَكُمْ آيَةٌ فِي فِئَتَيْنِ الْتَقَتَا فِئَةٌ تُقَاتِلُ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَأُخْرَى كَافِرَةٌ يَرَوْنَهُم مِّثْلَيْهِمْ رَأْيَ الْعَيْنِ وَاللّهُ يُؤَيِّدُ بِنَصْرِهِ مَن يَشَاء إِنَّ فِي ذَلِكَ لَعِبْرَةً لَّأُوْلِي الأَبْصَارِ ﴿١٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kad kâne
lekum
âyetun
fî fieteyni
el tekatâ
fietun
tukâtilu
fî sebîli allâhi
ve uhrâ
kâfiratun
yeravne-hum
misley-him
ra'ye el ayni
ve allâhu
yûeyyidu
bi nasri-hî
men yeşâu
inne
fî zâlike
le ibreten
li ulî el ebsâri
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kad kâne | olmuştu |
lekum | sizin için |
âyetun | âyet, ibret |
fî fieteyni | iki topluluk hakkında, toplulukta |
el tekatâ | çarpıştı |
fietun | bir topluluk |
tukâtilu | savaşıyor |
fî sebîli allâhi | Allah'ın yolunda (Allah yolunda) |
ve uhrâ | ve diğeri |
kâfiratun | kâfir, inkârcı |
yeravne-hum | onları görüyor |
misley-him | onların (kendilerinin) iki misli |
ra'ye el ayni | gözleri ile görüyor |
ve allâhu | ve Allah |
yûeyyidu | destekler, kuvvetlendirir |
bi nasri-hî | kendi yardımı ile |
men yeşâu | dilediği kimse |
inne | muhakkak ki |
fî zâlike | bunda vardır |
le ibreten | elbette, mutlaka ibret |
li ulî el ebsâri | basiret sahipleri için |
(Bedir savaşında) çarpışan iki fırka, sizin için bir ibret olmuştur. Bir fırka Allah'ın yolunda savaşıyor ve diğeri kâfir olan (fırka), onları (bizzat) gözleri ile kendilerinin iki misli görüyorlardı. Ve Allah dilediğini, kendi yardımı ile destekler. Muhakkak ki bunda, ulûl ebsar (basîret sahipleri) için mutlaka ibret vardır.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 13. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Karşılaşan şu iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Bir topluluk Allâh yolunda çarpışıyordu, öteki de nankördü, onları, gözleriyle kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allâh dilediğini yardımıyle destekler. Elbette (bunda) gözleri olanlar için bir ibret vardı.
Süleyman Ateş