Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ إِلاَّ أَن قَالُواْ ربَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ ﴿١٤٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ kâne kavle-hum illâ en kâlû rabbe-nâ ıgfir lenâ zunûbe-nâ ve isrâfe-nâ fî emri-nâ ve sebbit akdâme-nâ ve unsur-nâ alâ el kavmi el kâfirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ kâne ve olmadı
kavle-hum onların sözleri
illâ en kâlû demekten başka birşey olmadı
rabbe-nâ Rabbimiz
ıgfir lenâ bizi bağışla
zunûbe-nâ günahlarımız
ve isrâfe-nâ ve israfımız, aşırılığımız, taşkınlığımız
fî emri-nâ işimizde
ve sebbit ve sabit kıl
akdâme-nâ ayaklarımızı
ve unsur-nâ ve bize yardım et
alâ el kavmi kavme karşı
el kâfirîne kâfirler

Ve onların sözleri: "Rabbimiz, bizim günahlarımızı mağfiret et ve işimizdeki israfımızı (aşırılığımızı) bağışla. Ve ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler kavmine karşı bize yardım et." demekten başka birşey olmadı.

ÂLİ İMRÂN SURESİ 147. Ayeti Adem Uğur Meali

Onların sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti: Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl!

Adem Uğur