Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


إِذْ تُصْعِدُونَ وَلاَ تَلْوُونَ عَلَى أحَدٍ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ فِي أُخْرَاكُمْ فَأَثَابَكُمْ غُمَّاً بِغَمٍّ لِّكَيْلاَ تَحْزَنُواْ عَلَى مَا فَاتَكُمْ وَلاَ مَا أَصَابَكُمْ وَاللّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ﴿١٥٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

iz tus'idûne ve lâ telvûne alâ ehadin ve er resûlu yed'û-kum fî uhrâ-kum fe esâbe-kum gammen bi gammin li keylâ tahzenû alâ mâ fâte-kum ve lâ mâ asâbe-kum ve allâhu habîrun bi-mâ ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
iz tus'idûne uzaklaşıyordunuz
ve lâ telvûne ve dönüp bakmıyordunuz
alâ ehadin hiç kimseye
ve er resûlu ve resûl
yed'û-kum sizi çağırıyor
fî uhrâ-kum sizin arkanızdan
fe esâbe-kum bundan sonra size, isabet etti
gammen gam, keder
bi gammin gam ile, keder ile
li keylâ ... olmaması için
tahzenû mahzun oluyorsunuz, üzülüyorsunuz
alâ mâ fâte-kum sizin elinizden çıkan şeylere
ve lâ mâ ve şeylere değil
asâbe-kum size isabet etti
ve allâhu ve Allah
habîrun haberdar
bi-mâ ta'melûne sizin yaptıklarınız şeylere yaptıklarınıza

Siz (dağa çıkarak) uzaklaşıyor ve dönüp hiç kimseye bakmıyordunuz, (Allah'ın) Resûl'ü ise sizi arkanızdan çağırıyordu. Bundan sonra size gam üstüne gam isabet etti, elinizden çıkan şeyler (zafer, ganimet) ve size isabet eden şeyler (musîbetler) için mahzun olmayın (üzülmeyin) diye. Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

ÂLİ İMRÂN SURESİ 153. Ayeti Seyyid Kutub Meali

Hani Peygamber arkanızdan sizi çağırırken, hiç kimseye bakmadan kaçıyordunuz; ne kaybettiğinize ve ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz diye Allah sizi kederden kedere uğrattı. Hiç kuşkusuz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Seyyid Kutub