ÂLİ İMRÂN SURESİ 153. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
إِذْ تُصْعِدُونَ وَلاَ تَلْوُونَ عَلَى أحَدٍ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ فِي أُخْرَاكُمْ فَأَثَابَكُمْ غُمَّاً بِغَمٍّ لِّكَيْلاَ تَحْزَنُواْ عَلَى مَا فَاتَكُمْ وَلاَ مَا أَصَابَكُمْ وَاللّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ﴿١٥٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
iz tus'idûne | uzaklaşıyordunuz |
ve lâ telvûne | ve dönüp bakmıyordunuz |
alâ ehadin | hiç kimseye |
ve er resûlu | ve resûl |
yed'û-kum | sizi çağırıyor |
fî uhrâ-kum | sizin arkanızdan |
fe esâbe-kum | bundan sonra size, isabet etti |
gammen | gam, keder |
bi gammin | gam ile, keder ile |
li keylâ | ... olmaması için |
tahzenû | mahzun oluyorsunuz, üzülüyorsunuz |
alâ mâ fâte-kum | sizin elinizden çıkan şeylere |
ve lâ mâ | ve şeylere değil |
asâbe-kum | size isabet etti |
ve allâhu | ve Allah |
habîrun | haberdar |
bi-mâ ta'melûne | sizin yaptıklarınız şeylere yaptıklarınıza |
Siz (dağa çıkarak) uzaklaşıyor ve dönüp hiç kimseye bakmıyordunuz, (Allah'ın) Resûl'ü ise sizi arkanızdan çağırıyordu. Bundan sonra size gam üstüne gam isabet etti, elinizden çıkan şeyler (zafer, ganimet) ve size isabet eden şeyler (musîbetler) için mahzun olmayın (üzülmeyin) diye. Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 153. Ayeti Suat Yıldırım Meali
O vakit siz savaş meydanından hızla uzaklaşıyor, Dönüp hiç kimseye bakmıyordunuz. Peygamber ise peşinizden sizi çağırıp duruyordu. Bunun üzerine Allah, keder üzerine keder vererek sizi cezalandırdı. Allah’ın sizi affetmesi, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelen felâkete esef etmemeniz içindir. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Suat Yıldırım