ÂLİ İMRÂN SURESİ 156. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَكُونُواْ كَالَّذِينَ كَفَرُواْ وَقَالُواْ لإِخْوَانِهِمْ إِذَا ضَرَبُواْ فِي الأَرْضِ أَوْ كَانُواْ غُزًّى لَّوْ كَانُواْ عِندَنَا مَا مَاتُواْ وَمَا قُتِلُواْ لِيَجْعَلَ اللّهُ ذَلِكَ حَسْرَةً فِي قُلُوبِهِمْ وَاللّهُ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَاللّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ ﴿١٥٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey |
ellezîne âmenû | âmenû olanlar, îmân edenler |
lâ tekûnû | siz ... olmayın |
ke | gibi |
ellezîne keferû | inkâr edenler, kâfirler |
ve kâlû | ve dediler |
li ıhvâni-him | kendi kardeşleri için |
izâ darabû | sefere çıktıkları zaman |
fî el ardı | yeryüzünde |
ev kânû | veya ... oldular |
guzzen | gâzi olanlar (savaşa katılanlar) |
lev kânû | eğer olsaydı |
inde-nâ | bizim yanımızda |
mâ mâtû | ölmezler |
ve mâ kutilû | ve öldürülmezlerdi |
li yec'ale allâhu | Allah, ... kılmak için |
zâlike | bunu |
hasreten | hasret, pişmanlık |
fî kulûbi-him | kalpleri içinde, kalplerinde |
ve allâhu | ve Allah |
yuhyî | diriltir, yaşatır, hayat verir |
ve yumîtu | ve öldürür |
ve allâhu | ve Allah |
bi mâ ta'melûne | yaptığınız şeyleri |
basîrun | en iyi gören |
Ey âmenû olanlar! Siz, yeryüzünde sefere çıkmış veya gâzi olan (savaşa katılan) kardeşleri için "Eğer bizim yanımızda olsaydılar ölmezler ve öldürülmezlerdi." diyen kâfirler gibi olmayın! Allah, bunu onların kalplerinde bir hasret (pişmanlık) kılmak için yaptı. Ve Allah yaşatır ve öldürür. Ve Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 156. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Ey iman nimetine kavuşanlar, sizler, yeryüzünde ticaret ve rızkını kazanmak için sefere çıkan veya savaşan kardeşlerine:
Ahmet Tekin
'Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezlerdi, öldürülmezlerdi' diyenler, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler gibi olmayın. Allah, bu düşünceyi, onların kalplerine dayanılmaz bir üzüntü ve pişmanlık olarak koydu. Hayat veren, yaşatan Allah’tır, eceller gelince ölümü gerçekleştirecek olan da Allah’tır. Allah işlediğiniz amellerin hepsini biliyor, görüyor.