Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا إِنَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ ﴿١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ellezîne yekûlûne rabbe-nâ inne-nâ âmennâ fagfir lenâ zunûbe-nâ vekı-nâ azâbe en nâri
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ellezîne onlar
yekûlûne derler
rabbe-nâ Rabbimiz
inne-nâ muhakkak ki biz
âmennâ biz âmenû olduk
fagfir lenâ artık bizi mağfiret et
zunûbe-nâ günahlarımızı
vekı-nâ bizi koru
azâbe en nâri ateşin azabı

Onlar (takva sahipleri): “Rabbimiz, biz hiç şüphesiz mü’min olduk (îmân ettik), artık bizim günahlarımızı (sevaba çevirerek) bize mağfiret et ve bizi ateş azabından koru.” derler.

ÂLİ İMRÂN SURESİ 16. Ayeti Celal Yıldırım Meali

(16-17) «Ey Rabbimiz ! Şüphesiz ki biz imân ettik; artık günahlarımızı bağışla ve bizi Cehennem ateşinin azabından koru» diyenler: Sabredenler, doğru olanlar, itaat edip baş eğenler, boyun bükenler, (mallarını Allah yolunda) harcayanlar ve seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir.

Celal Yıldırım