Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


الَّذِينَ قَالُواْ إِنَّ اللّهَ عَهِدَ إِلَيْنَا أَلاَّ نُؤْمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىَ يَأْتِيَنَا بِقُرْبَانٍ تَأْكُلُهُ النَّارُ قُلْ قَدْ جَاءكُمْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِي بِالْبَيِّنَاتِ وَبِالَّذِي قُلْتُمْ فَلِمَ قَتَلْتُمُوهُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ﴿١٨٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ellezîne kâlû inne allâhe ahide ileynâ ellâ nu'mine li resûlin hattâ ye'tiye-nâ bi kurbânin te'kulu-hu en nâru kul kad câe-kum rusulun min kablî bi el beyyinâti ve bi ellezî kultum fe lime kateltumû-hum in kuntum sâdıkîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ellezîne onlar
kâlû dediler
inne allâhe muhakkak ki Allah
ahide ahd etti
ileynâ bize
ellâ nu'mine îmân etmememiz için
li resûlin bir resûle, elçiye
hattâ ... oluncaya kadar, ... olmadıkça
ye'tiye-nâ bi bize getirir
kurbânin bir kurban
te'kulu-hu en nâru ateş onu yer
kul de, söyle
kad câe-kum size gelmişti
rusulun resûller, elçiler
min kablî benden önce
bi el beyyinâti beyyinelerle, açık deliller ile
ve bi ellezî ve ki o şey
kultum siz söylediniz
fe lime o halde niçin
kateltumû-hum onları öldürdünüz
in kuntum eğer siz ... iseniz
sâdıkîne sâdıklar, doğru söyleyenler

Onlar, "Muhakkak ki Allah, “bize ateşin yiyeceği bir kurbanı getirinceye kadar, hiçbir Resûl’e“ îmân etmememiz için bize ahdetti" dediler. Onlara de ki: "Benden önce Resûller, beyyinelerle ve sizin söylediğiniz o şey ile size gelmişlerdi. Eğer siz sâdıklar (doğru söyleyenler) iseniz, o halde onları niçin öldürdünüz.

ÂLİ İMRÂN SURESİ 183. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

O kimseler ki, «Şüphe yok Allah bize ahdetti ki, Ateşin yiyeceği bir kurban getirinceye kadar hiçbir peygambere imân etmeyelim,» dediler. De ki: «Şüphe yok benden evvel size peygamberler mûcizeler ile ve dediğiniz şey ile gelmişlerdi. Artık ne için onları öldürdünüz, eğer siz sâdık kimseler iseniz?»

Ömer Nasuhi Bilmen