ÂLİ İMRÂN SURESİ 195. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ أَنِّي لاَ أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِّنكُم مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى بَعْضُكُم مِّن بَعْضٍ فَالَّذِينَ هَاجَرُواْ وَأُخْرِجُواْ مِن دِيَارِهِمْ وَأُوذُواْ فِي سَبِيلِي وَقَاتَلُواْ وَقُتِلُواْ لأُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلأُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ ثَوَابًا مِّن عِندِ اللّهِ وَاللّهُ عِندَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ ﴿١٩٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(ba'du-kum min ba'dın) fe ellezîne hâcerû ve uhricû min diyâri-him ve ûzû fî sebîlî ve kâtelû ve kutilû le ukeffirenne an-hum seyyiâti-him ve le udhılenne-hum cennâtin tecrî min tahti-hâ el enhâru sevâben min indi allâhi ve allâhu inde-hû husnu es sevâbi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe istecâbe | o zaman, icabet etti, dualarına cevap verdi |
lehum | onlara, onlar için |
rabbu-hum | onların Rabbi |
ennî | muhakkak ki ben |
lâ udîu | zayi etmem, boşa çıkarmam |
amele âmilin | amel edenin amelini |
min-kum | sizden |
min zekerin | erkeklerden |
ev unsâ | ve ya kadın |
ba'du-kum | sizin bir kısmınız |
min ba'dın
(ba'du-kum min ba'dın) |
bir kısmınızdan
: (birbirinizden) |
fe ellezîne | artık onların |
hâcerû | hicret ettiler |
ve uhricû | ve çıkarıldılar |
min diyâri-him | kendi yurtlarından |
ve ûzû | ve eziyet edildiler |
fî sebîlî | benim yolumda |
ve kâtelû | ve savaştılar |
ve kutilû | ve öldürüldüler |
le ukeffirenne | mutlaka örteceğim |
an-hum | onlardan |
seyyiâti-him | onların günahlarını |
ve le udhılenne-hum | ve onları mutlaka sokacağım |
cennâtin | cennetler |
tecrî | akar |
min tahti-hâ | onun altından |
el enhâru | nehirler |
sevâben | sevap, mükâfat olarak |
min indi allâhi | Allah'ın katından |
ve allâhu | ve Allah |
inde-hû | onun katında |
husnu es sevâbi | sevabın, mükâfatların en güzeli |
O zaman Rab'leri, onların dualarına icabet etti. (Şöyle buyurdu): Sizden erkek veya kadın amel edenin amelini, Ben kesinlikle zayi etmem. Siz birbirinizdensiniz. Hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, Ben'im yolumda işkenceye uğrayanların, savaşanların ve öldürülenlerin seyyiatlarını mutlaka örteceğim. Ve onları mutlaka, altlarından nehirler akan cennetlere sokacağım, Allah'ın katından bir mükâfat olarak. Ve Allah, O'nun katında mükâfatların en güzelidir.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 195. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Nihayet Rableri de onların dualarına şöyle icabet buyurdu: “- Muhakkak ki ben, içinizden gerek erkek ve gerek dişi olsun hayır işleyen hiç kimsenin yaptığını zâyi etmem. Hep birbirinizdensiniz, din yönünden erkek ve dişiniz birdir. Dinlerini korumak için Mekke’den Medine’ye hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, dinim uğrunda işkenceye düşenlerin, savaşanların ve bu yolda öldürülenlerin günahlarını elbette örteceğim; onları altından nehirler akar cennetlere koyacağım. Bu lütuflar, onlara Allah katından mükâfattır ve sevabın da en güzeli Allah katındadır.
Ali Fikri Yavuz