Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ أَنِّي لاَ أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِّنكُم مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى بَعْضُكُم مِّن بَعْضٍ فَالَّذِينَ هَاجَرُواْ وَأُخْرِجُواْ مِن دِيَارِهِمْ وَأُوذُواْ فِي سَبِيلِي وَقَاتَلُواْ وَقُتِلُواْ لأُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلأُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ ثَوَابًا مِّن عِندِ اللّهِ وَاللّهُ عِندَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ ﴿١٩٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe istecâbe lehum rabbu-hum ennî lâ udîu amele âmilin min-kum min zekerin ev unsâ ba'du-kum min ba'dın
(ba'du-kum min ba'dın)
fe ellezîne hâcerû ve uhricû min diyâri-him ve ûzû fî sebîlî ve kâtelû ve kutilû le ukeffirenne an-hum seyyiâti-him ve le udhılenne-hum cennâtin tecrî min tahti-hâ el enhâru sevâben min indi allâhi ve allâhu inde-hû husnu es sevâbi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe istecâbe o zaman, icabet etti, dualarına cevap verdi
lehum onlara, onlar için
rabbu-hum onların Rabbi
ennî muhakkak ki ben
lâ udîu zayi etmem, boşa çıkarmam
amele âmilin amel edenin amelini
min-kum sizden
min zekerin erkeklerden
ev unsâ ve ya kadın
ba'du-kum sizin bir kısmınız
min ba'dın
(ba'du-kum min ba'dın)
bir kısmınızdan
: (birbirinizden)
fe ellezîne artık onların
hâcerû hicret ettiler
ve uhricû ve çıkarıldılar
min diyâri-him kendi yurtlarından
ve ûzû ve eziyet edildiler
fî sebîlî benim yolumda
ve kâtelû ve savaştılar
ve kutilû ve öldürüldüler
le ukeffirenne mutlaka örteceğim
an-hum onlardan
seyyiâti-him onların günahlarını
ve le udhılenne-hum ve onları mutlaka sokacağım
cennâtin cennetler
tecrî akar
min tahti-hâ onun altından
el enhâru nehirler
sevâben sevap, mükâfat olarak
min indi allâhi Allah'ın katından
ve allâhu ve Allah
inde-hû onun katında
husnu es sevâbi sevabın, mükâfatların en güzeli

O zaman Rab'leri, onların dualarına icabet etti. (Şöyle buyurdu): Sizden erkek veya kadın amel edenin amelini, Ben kesinlikle zayi etmem. Siz birbirinizdensiniz. Hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, Ben'im yolumda işkenceye uğrayanların, savaşanların ve öldürülenlerin seyyiatlarını mutlaka örteceğim. Ve onları mutlaka, altlarından nehirler akan cennetlere sokacağım, Allah'ın katından bir mükâfat olarak. Ve Allah, O'nun katında mükâfatların en güzelidir.

ÂLİ İMRÂN SURESİ 195. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Onların Rabbi de dualarına şöyle icabet buyurdu: "Sizden gerek erkek, gerek kadın, hayır işleyen hiçbir kimsenin çalışmasını zayi etmem. Çünkü siz birbirinizdensiniz, birbirinizden farkınız yoktur. Benim rızam için hicret edenlerin, vatanlarından sürülenlerin, Benim yolumda işkenceye, zarara uğrayanların, Benim yolumda savaşanların ve öldürülenlerin, Elbette kusurlarını örtecek ve elbette onları Allah tarafından mükâfat olarak içinden ırmaklar akan cenetlere yerleştireceğim. En güzel ödüller Allah’ın yanındadır.

Suat Yıldırım