ÂLİ İMRÂN SURESİ 20. Ayeti Abdullah Aydın Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
فَإنْ حَآجُّوكَ فَقُلْ أَسْلَمْتُ وَجْهِيَ لِلّهِ وَمَنِ اتَّبَعَنِ وَقُل لِّلَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ وَالأُمِّيِّينَ أَأَسْلَمْتُمْ فَإِنْ أَسْلَمُواْ فَقَدِ اهْتَدَواْ وَّإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلاَغُ وَاللّهُ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe in hâccû-ke | bundan sonra eğer seninle tartışırlarsa |
fe kul | o zaman de, söyle |
eslemtu | ben teslim ettim |
vechiye | vechimi, fizik vücudumu |
li allâhi | Allah'a |
ve men ittebea-ni | ve, bana tâbî olan kimseler |
ve kul | ve de, söyle |
li ellezîne | onlara, o kimselere |
ûtû el kitâbe | kitap verilenler |
ve el ummiyyîne | ve ümmiler, kitap verilmeyenler |
e eslemtum | siz teslim oldunuz mu |
fe in eslemû | o zaman eğer teslim etilerse |
fe kad ihtedev | o taktirde hidayete ermişler |
ve in tevellev | ve eğer yüz çevirirlerse |
fe | o zaman |
innemâ | sadece |
aleyke | sana düşen |
el belâgu | tebliğ, bildirme |
ve allâhu | ve Allah |
basîrun | en iyi gören |
bi el ibâdi | kullarını |
Bundan sonra eğer seninle tartışırlarsa o zaman onlara de ki: “Ben ve bana tâbi olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah'a teslim ettik.” O kitab verilenlere ve ümmîlere: “Siz de vechinizi (fizik vücudunuzu) (Allah'a) teslim ettiniz mi?” de. Eğer teslim ettilerse, o taktirde, hidayete ermişlerdir. Ve eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, kullarını en iyi görendir.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 20. Ayeti Abdullah Aydın Meali
Habibim, (Yahudi ve Hıristiyanlardan) din hususunda seninle münakaşaya kalkışanlara şöyle de: “Ben ve bana bağlı olanlar kendimizi Allah'a teslim ettik.” Kendine kitap verilenlere ve okuma-yazma bilmeyenlere de ki: “Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâm'ı kabul ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Yok yüz çevirirlerse sana düşen vazife ancak tebliğdir. Allah kullarını hakkıyla görür.
Abdullah Aydın