ÂLİ İMRÂN SURESİ 37. Ayeti Ahmet Varol Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِندَهَا رِزْقاً قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّى لَكِ هَذَا قَالَتْ هُوَ مِنْ عِندِ اللّهِ إنَّ اللّهَ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ ﴿٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe tekabbele-hâ | böylece onu kabul etti (buyurdu) |
rabbu-hâ | onun Rabbi |
bi kabûlin hasenin | güzel bir kabul ile |
ve enbete-hâ | ve onu yetiştirdi |
nebâten hasenen | güzel bir şekilde (yetiştirme ile) |
ve keffele-hâ | ve ona kefil kıldı, bakmakla mükellef kıldı |
zekeriyyâ | Zekeriyya (A.S) |
kullemâ dehale | her girişinde |
aleyhâ | onun yanına |
zekeriyyâ | Zekeriyya (A.S) |
el mihrâbe | mihrab, ibadet ettiği yer |
vecede inde-hâ | onun yanında buldu |
rızkan | rızık |
kâle yâ meryemu | ey Meryem dedi |
ennâ leki hâzâ | bu sana nasıl, nereden |
kâlet huve | o ... dedi |
min indillâhi | Allah'ın katından |
inne allâhe | muhakkak ki Allah |
yerzuku | rızıklandırır |
men yeşâu | dilediği kimseyi |
bi gayri hısâbın | hesapsız |
Böylece Rabbi onu güzel bir kabulle kabul buyurdu, güzel bir şekilde yetiştirdi. Ve Zekeriyya (A.S)'ı, ona bakmakla mükellef kıldı. Zekeriyya (A.S), onun yanına mihraba her girişinde, onun yanında bir rızık bulurdu, “Yâ Meryem, bu sana nasıl, nereden (geldi)?” deyince, o da: “O, Allah'ın katından” diyordu. Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır.
ÂLİ İMRÂN SURESİ 37. Ayeti Ahmet Varol Meali
Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti; güzel bir şekilde yetiştirip büyüttü ve onun bakımını Zekeriyya'nın yükümlülüğüne verdi. Zekeriyya ne zaman onun bulunduğu mabede girse yanında yiyecek bulurdu. 'Ey Meryem! Bu sana nereden geliyor?' derdi. O da: 'Allah'ın katındandır. Şüphesiz Allah dilediğine hesapsız rızık verir' derdi.
Ahmet Varol