ÂLİ İMRÂN SURESİ 55. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
إِذْ قَالَ اللّهُ يَا عِيسَى إِنِّي مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَيَّ وَمُطَهِّرُكَ مِنَ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَجَاعِلُ الَّذِينَ اتَّبَعُوكَ فَوْقَ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأَحْكُمُ بَيْنَكُمْ فِيمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ ﴿٥٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
iz kâle allâhu | Allah (şöyle) buyurmuştu |
yâ îsâ innî | ey İsa, muhakkak ki ben |
muteveffî-ke | seni vefat ettirecek olan |
ve râfiu-ke | ve seni yükseltecek olan |
ileyye | bana, kendime |
ve mutahhiru-ke | ve seni temizleyecek olan |
min ellezîne | o kimselerden, onlardan |
keferû | inkâr ettiler |
ve câilu | ve kılacak olan |
ellezîne | o kimseler, onlar |
ittebeû-ke | sana tâbî oldular |
fevka | üstün |
ellezîne | o kimseler |
keferû | inkâr ettiler |
ilâ yevmil kıyâmeti | kıyâmet gününe kadar |
summe | sonra |
ileyye | bana |
merciu-kum | sizin dönüşünüz |
fe ahkumu | o zaman, ben hüküm vereceğim |
beyne-kum | sizin aranızda |
fî-mâ kuntum | sizin ... olduğunuz şeyde |
fî-hi tahtelifûne | hakkında ihtilâf ettiğiniz, ayrılığa düştüğünüz |
Allah, şöyle buyurmuştu: “Ey Îsâ! Muhakkak ki seni vefat ettirecek olan ve seni Kendime (katıma) yükseltecek olan ve kâfirlerden temizleyecek olan Benim. Sana tâbî olanları kıyâmet gününe kadar, kâfirlerden üstün kılacak olan Benim. Sonra sizin merciiniz Benim (dönüşünüz Bana’dır). O zaman sizin ihtilâf etmiş olduğunuz şeyler hakkında aranızda hüküm vereceğim.”
ÂLİ İMRÂN SURESİ 55. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Hani Allah şöyle buyurmuştu: “Ey İsa! Muhakkak ki ben seni vefat ettireceğim. Seni kendime yükselteceğim ve seni kafirlerden temizleyeceğim. Sana tabi olanları da kıyamet gününe kadar kafirlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz ancak banadır. İşte o zaman, ihtilafa düştüğünüz şeylerde aranızda hükmedeceğim.”
Harun Yıldırım