ÂLİ İMRÂN SURESİ 61. Ayeti Sadık Türkmen Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْاْ نَدْعُ أَبْنَاءنَا وَأَبْنَاءكُمْ وَنِسَاءنَا وَنِسَاءكُمْ وَأَنفُسَنَا وأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَةُ اللّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ ﴿٦١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe men
hâcce-ke
fî-hi
min ba'di
mâ câe-ke
min el ilmi
fe kul
teâlev
ned'u
ebnâe-nâ
ve ebnâe-kum
ve nisâe-nâ
ve nisâe-kum
ve enfuse-nâ
ve enfuse-kum
summe
nebtehil
fe nec'al
la'nete allâhi
alâ el kâzibîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe men | o zaman, artık kim |
hâcce-ke | seninle tartıştı |
fî-hi | onun hakkında |
min ba'di | sonradan, sonra |
mâ câe-ke | sana gelen şey |
min el ilmi | ilimden |
fe kul | o zaman de, söyle |
teâlev | gelin |
ned'u | çağıralım, davet edelim |
ebnâe-nâ | bizim oğullarımız |
ve ebnâe-kum | ve sizin oğullarınız |
ve nisâe-nâ | ve bizim kadınlarımız |
ve nisâe-kum | ve sizin kadınlarınız |
ve enfuse-nâ | ve kendimiz, bizler |
ve enfuse-kum | ve sizler |
summe | sonra |
nebtehil | dua edelim |
fe nec'al | o zaman, böylece kılalım |
la'nete allâhi | Allah'ın lânetini |
alâ el kâzibîne | yalancıların üzerine |
Artık kim sana gelen ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışırsa o zaman de ki: “Gelin, sizler ve bizler de dahil olmak üzere oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım (bir araya toplanalım). Sonra dua edelim, böylece Allah’ın lânetini yalancıların üzerine kılalım.”
ÂLİ İMRÂN SURESİ 61. Ayeti Sadık Türkmen Meali
Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra, artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de Allah’ın lânetini (kahrını), (aramızdan) yalan söyleyenlerin üzerine isteyelim.”
Sadık Türkmen