Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


هُوَ الَّذِيَ أَنزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ آيَاتٌ مُّحْكَمَاتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتَابِ وَأُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَأَمَّا الَّذِينَ في قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاء الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاء تَأْوِيلِهِ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلاَّ اللّهُ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ آمَنَّا بِهِ كُلٌّ مِّنْ عِندِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الألْبَابِ ﴿٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

huve ellezî enzele aleyke el kitâbe min-hu âyâtun muhkemâtun hunne ummu el kitâbi ve uharu muteşâbihâtun fe emmâ ellezîne fî kulûbi-him zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe min-hu ibtigâe el fitneti ve ibtigâe te'vîli-hi ve mâ ya'lemu te'vîle-hu illâ allâhu ve er râsihûne fî el ilmi yekûlûne âmennâ bihi kullun min indi rabbi-nâ ve mâ yezzekkeru illâ ulû el elbâbi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
huve ellezî O ki
enzele indirdi
aleyke sana
el kitâbe kitap
min-hu ondan
âyâtun âyetler
muhkemâtun muhkem, hüküm ihtiva eden, mânâsı açık olan, kesin hükmedilmiş olan
hunne onlar
ummu el kitâbi bütün semavî kitapları ihtiva eden ana kitap
ve uharu ve diğerleri
muteşâbihâtun tevile tâbî, yoruma açık
fe emmâ ellezîne fakat onlar
fî kulûbi-him onların kalplerinde vardır
zeygun eğrilik, bâtıla meyil
fe bu sebeble
yettebiûne tâbî olurlar
mâ teşâbehe muteşâbih olanlara, yorum gerektirenlere
min-hu ondan
ibtigâe amaç edindi, istedi
el fitneti fitne
ve ibtigâe ve amaç edindi, istedi
te'vîli-hi onun tevilini, açıklamasını, yorumunu
ve mâ ya'lemu ve bilmez
te'vîle-hu onun tevilini, açıklamasını, yorumunu
illâ allâhu Allah'tan başka
ve er râsihûne rûsuh sahipleri
fî el ilmi ilimde
yekûlûne derler
âmennâ bihi biz ona inandık, ona îmân ettik
kullun hepsi
min indi rabbi-nâ Rabbimiz'in katından
ve mâ yezzekkeru ve tezekkür edemezler anlamını çıkartamazlar
illâ ulû el elbâbi ancak, sadece lübblerin, sırların sahipleri

Kitab'ı sana indiren O'dur. Onun bir kısmı muhkem (hüküm ihtiva eden, mânâsı açık olan) âyetlerdir, onlar Kitab'ın esasıdır ve diğerleri, muteşâbihtir (yoruma açık âyetlerdir). Fakat kalplerinde eğrilik (bâtıla meyil) bulunanlar, bu sebeble muteşâbih olanlara (yorum gerektirenlere) tâbî olurlar. Ondan fitne çıkarmak için, onun te'vilini (yorumunu) yapmak isterler. Ve onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez ve ilimde rusuh sahipleri ise: “Biz O'na îmân ettik, hepsi Rabbimizin katındandır” derler, onlar da tezekkür edemezler, sadece Ulûl'elbab (daimi zikrin ve sırların sahipleri) (tezekkür edebilir).

ÂLİ İMRÂN SURESİ 7. Ayeti Muhammed Esed Meali

İlahi kelamın özü olan açık ve kesin hükümlü mesajlar ile müteşabihleri kapsayan bu ilahi kelamı sana bahşeden O'dur. Kalpleri hakikatten sapmaya meyilli olanlar, sırf kafaları karıştır(acak şeyler bul)mak için ve ona (keyfi) anlamlar yüklemek amacıyla ilahi kelamın müteşabih olarak ifade edilen kısmına uyarlar; oysa Allah'tan başka kimse onun kesin anlamını bilemez. Bu yüzden bilgide derinleşenler şöyle derler: "Biz ona inanırız: (ilahi kelamın) tümü Rabbimizdendir; derin kavrayış sahipleri dışında kimse bundan ders almasa da."

Muhammed Esed