ÂLİ İMRÂN SURESİ 7. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
هُوَ الَّذِيَ أَنزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ آيَاتٌ مُّحْكَمَاتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتَابِ وَأُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَأَمَّا الَّذِينَ في قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاء الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاء تَأْوِيلِهِ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلاَّ اللّهُ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ آمَنَّا بِهِ كُلٌّ مِّنْ عِندِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الألْبَابِ ﴿٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
huve ellezî | O ki |
enzele | indirdi |
aleyke | sana |
el kitâbe | kitap |
min-hu | ondan |
âyâtun | âyetler |
muhkemâtun | muhkem, hüküm ihtiva eden, mânâsı açık olan, kesin hükmedilmiş olan |
hunne | onlar |
ummu el kitâbi | bütün semavî kitapları ihtiva eden ana kitap |
ve uharu | ve diğerleri |
muteşâbihâtun | tevile tâbî, yoruma açık |
fe emmâ ellezîne | fakat onlar |
fî kulûbi-him | onların kalplerinde vardır |
zeygun | eğrilik, bâtıla meyil |
fe | bu sebeble |
yettebiûne | tâbî olurlar |
mâ teşâbehe | muteşâbih olanlara, yorum gerektirenlere |
min-hu | ondan |
ibtigâe | amaç edindi, istedi |
el fitneti | fitne |
ve ibtigâe | ve amaç edindi, istedi |
te'vîli-hi | onun tevilini, açıklamasını, yorumunu |
ve mâ ya'lemu | ve bilmez |
te'vîle-hu | onun tevilini, açıklamasını, yorumunu |
illâ allâhu | Allah'tan başka |
ve er râsihûne | rûsuh sahipleri |
fî el ilmi | ilimde |
yekûlûne | derler |
âmennâ bihi | biz ona inandık, ona îmân ettik |
kullun | hepsi |
min indi rabbi-nâ | Rabbimiz'in katından |
ve mâ yezzekkeru | ve tezekkür edemezler anlamını çıkartamazlar |
illâ ulû el elbâbi | ancak, sadece lübblerin, sırların sahipleri |
Kitab'ı sana indiren O'dur. Onun bir kısmı muhkem (hüküm ihtiva eden, mânâsı açık olan) âyetlerdir, onlar Kitab'ın esasıdır ve diğerleri, muteşâbihtir (yoruma açık âyetlerdir). Fakat kalplerinde eğrilik (bâtıla meyil) bulunanlar, bu sebeble muteşâbih olanlara (yorum gerektirenlere) tâbî olurlar. Ondan fitne çıkarmak için, onun te'vilini (yorumunu) yapmak isterler. Ve onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez ve ilimde rusuh sahipleri ise: “Biz O'na îmân ettik, hepsi Rabbimizin katındandır” derler, onlar da tezekkür edemezler, sadece Ulûl'elbab (daimi zikrin ve sırların sahipleri) (tezekkür edebilir).
ÂLİ İMRÂN SURESİ 7. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
O mabûd-i kadimdir ki, senin üzerine Kur'an'ı indirdi. Ondan bir kısmı muhkem âyetlerdir ki, onlar o kitabın aslıdır. Diğer bir kısmı da müteşâbih âyetlerdir. Artık kalblerinde eğrilik bulunan kimseler fitne aramak ve onu te'vil arzusunda bulunmak için o kitaptan müteşâbih olanına ittiba ederler. Halbuki, onun te'vilini Allah Teâlâ'dan başkası bilemez. İlimde rüsuh sahibi olanlar ise «Biz ona imân ettik, hepsi de Rabbimizin cânibindendir,» derler. (Bunları) Tam akıllı zâtlardan başkası tezekkür edemez.
Ömer Nasuhi Bilmen