Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَمَاتُواْ وَهُمْ كُفَّارٌ فَلَن يُقْبَلَ مِنْ أَحَدِهِم مِّلْءُ الأرْضِ ذَهَبًا وَلَوِ افْتَدَى بِهِ أُوْلَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ وَمَا لَهُم مِّن نَّاصِرِينَ ﴿٩١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne ellezîne keferû ve mâtû ve hum kuffârun fe len yukbele min ehadi-him mil'u el ardı zeheben ve lev iftedâ bi-hî ulâike lehum azâbun elîmun ve mâ lehum min nâsırîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne ellezîne muhakkak ki onlar
keferû inkâr ettiler
ve mâtû ve öldüler
ve hum ve onlar
kuffârun kâfir olarak
fe len yukbele artık asla kabul olunmaz
min ehadi-him onların birinden, hiç birinden
mil'u el ardı yeryüzü dolusu
zeheben altın
ve lev iftedâ bi-hî ve onu fidye olarak verse
ulâike işte onlar
lehum onlar için vardır
azâbun elîmun elim, acı azap
ve mâ lehum ve onlar için yoktur
min nâsırîne (yardımcılardan), yardımcı

Muhakkak ki, inkâr edip, kâfîr olarak ölenlerin hiç birinden, yeryüzü dolusu altını olsa ve onu fidye olarak verse artık asla kabul edilmez. İşte onlar, onlar için "elim azap" vardır. Ve onlar için bir yardımcı yoktur.

ÂLİ İMRÂN SURESİ 91. Ayeti Seyyid Kutub Meali

Küfredip kâfir olarak ölenlere gelince, bunların hiç birinden yeryüzü dolusu kadar altını fidye olarak verse bile kabul edilmez. Onları acıklı bir azap beklemektedir, hiçbir yardımcı bulamazlar.

Seyyid Kutub