ÂLİ İMRÂN SURESİ 93. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
كُلُّ الطَّعَامِ كَانَ حِلاًّ لِّبَنِي إِسْرَائِيلَ إِلاَّ مَا حَرَّمَ إِسْرَائِيلُ عَلَى نَفْسِهِ مِن قَبْلِ أَن تُنَزَّلَ التَّوْرَاةُ قُلْ فَأْتُواْ بِالتَّوْرَاةِ فَاتْلُوهَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ﴿٩٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kullu et taâmi
kâne hillen
li benî isrâîle
illâ
mâ harrame
isrâîlu
alâ nefsi-hî
min kabli
en tunezzele
et tevrâtu
kul
fe'tû
bi et tevrâti
fe utlû-hâ
in kuntum
sâdıkîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kullu et taâmi | bütün yiyecekler |
kâne hillen | helâl idi |
li benî isrâîle | İsrailoğulları için |
illâ | ...'den başka |
mâ harrame | haram kıldığı şey(ler) |
isrâîlu | İsrail |
alâ nefsi-hî | kendisine |
min kabli | önceden, daha önce |
en tunezzele | indirilmesi |
et tevrâtu | Tevrat |
kul | de, söyle |
fe'tû | o halde, öyleyse getirin |
bi et tevrâti | Tevrat'ı |
fe utlû-hâ | öyleyse, haydi, (...yapın) da okuyun |
in kuntum | eğer siz .... iseniz |
sâdıkîne | sadık(lar), yeminlerine, sözlerine sadık olanlar, doğru söyleyenler |
Tevrat indirilmeden önce İsrailoğullarının kendi kendilerine haram kıldığı şeylerden başka bütün yiyecekler İsrailoğulları için helâldi. De ki: "Eğer siz, (yeminlerinizde ve sözlerinizde) sadık iseniz, öyleyse Tevrat'ı getirin de okuyun."
ÂLİ İMRÂN SURESİ 93. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Bütün taamlar, Tevrat'ın nüzûlünden evvel İsrailoğullarına helâl idi. İsrailin kendi nefsine haram kıldığı şeyler müstesna. De ki: «Eğer sâdık kimseler iseniz Tevrat'ı getiriniz de onu okuyuveriniz.»
Ömer Nasuhi Bilmen