ANKEBÛT SURESİ 10. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَقُولُ آمَنَّا بِاللَّهِ فَإِذَا أُوذِيَ فِي اللَّهِ جَعَلَ فِتْنَةَ النَّاسِ كَعَذَابِ اللَّهِ وَلَئِن جَاء نَصْرٌ مِّن رَّبِّكَ لَيَقُولُنَّ إِنَّا كُنَّا مَعَكُمْ أَوَلَيْسَ اللَّهُ بِأَعْلَمَ بِمَا فِي صُدُورِ الْعَالَمِينَ ﴿١٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve | ve |
min | ...'den |
en nâsi | insanlar |
men | kim, kimse |
yekûlu | der, diyor |
âmennâ | biz îmân ettik (biz âmenû olduk) |
bi allâhi | Allah'a |
fe | artık, o zaman |
izâ ûziye | eziyet edildiği zaman |
fîllâhi (fî allâhi) | Allah hakkında, Allah yolunda |
ceale | yaptı, kıldı |
fitnete | fitne |
en nâsi | insan |
ke | gibi |
azâbi allâhi | Allah'ın azabı |
ve le | ve elbette, mutlaka |
in câe | gelirse |
nasrun | bir yardım |
min | ...'den |
rabbi-ke | senin Rabbin |
le | elbette, mutlaka |
yekûlunne | derler |
innâ | muhakkak ki biz |
kunnâ | biz ... olduk |
mea-kum | sizinle birlikte, beraber |
e | mi? |
ve | ve |
leyse | değil |
allâhu | Allah |
bi a'leme | en iyi bilen |
bi mâ | şey ile, şeyi |
fî | içinde, ...'de |
sudûri | göğüsler, sineler |
el âlemîne | âlemler |
Ve insanlardan, “biz Allah’a îmân ettik” diyenlere Allah yolunda eziyet edildiği zaman, insanlara Allah’ın azabıymış gibi fitne çıkardılar. Eğer Rabbinden yardım gelirse, muhakkak: “Biz sizinle gerçekten beraberdik.” derler. Allah, âlemlerin sinesinde olanları en iyi bilen değil mi?
ANKEBÛT SURESİ 10. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
İnsanlar içinde öyle kimse vardır ki: “- Allah’a iman ettik” der: - Sonra da Allah uğrunda bir eziyete uğratıldı mı, tutar insanların eziyetini Allah’ın (cehennemdeki) azabı gibi kabul eder (de dininden döner ve kâfir olur). Muhakkak ki Rabbinden (müminlere) bir zafer gelirse, onlar (o münafıklar müminlere) şöyle diyecekler: “- Doğrusu biz de sizinle beraberdik.” Allah, bütün alemlerin kalblerinde olanı (imanı ve nifakı) en iyi bilen değil midir?
Ali Fikri Yavuz