ANKEBÛT SURESİ 12. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا اتَّبِعُوا سَبِيلَنَا وَلْنَحْمِلْ خَطَايَاكُمْ وَمَا هُم بِحَامِلِينَ مِنْ خَطَايَاهُم مِّن شَيْءٍ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ ﴿١٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
                                  ve
                
                                  kale
                
                                  ellezî
                
                                  keferû
                
                                  li ellezîne
                
                                  âmenû
                
                                  ittebiû
                
                                  sebîle-nâ
                
                                  velnahmil (ve li nahmil)
                
                                  hatâyâ-kum
                
                                  ve mâ hum
                
                                  bi hâmilîne
                
                                  min hatâyâ-hum
                
                                  min şey'in
                
                                  inne-hum
                
                                  le
                
                                  kâzibûne
                
                                
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
                
                
                  
                  
                
                söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
| Kelime | Türkçe karşılığı | 
|---|---|
| ve | ve | 
| kale | dedi | 
| ellezî | ki o | 
| keferû | inkâr ederler | 
| li ellezîne | o kimselere | 
| âmenû | âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler | 
| ittebiû | tâbî olun | 
| sebîle-nâ | bizim yolumuz | 
| velnahmil (ve li nahmil) | ve biz taşıyalım, biz yüklenelim | 
| hatâyâ-kum | sizin hatalarınız | 
| ve mâ hum | ve onlar değil | 
| bi hâmilîne | yüklenenler | 
| min hatâyâ-hum | onların, diğerlerinin hatalarından | 
| min şey'in | bir şeyden | 
| inne-hum | muhakkak ki onlar | 
| le | elbette, gerçekten | 
| kâzibûne | yalancılardır | 
Ve inkâr edenler, âmenû olanlara: "Bizim yolumuza tâbî olun. Sizin hatalarınızı (günahlarınızı) yüklenelim." dediler. Onlar, diğerlerinin hatalarından bir şey yüklenecek değiller. Muhakkak ki onlar, yalancılardır.
ANKEBÛT SURESİ 12. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, her zaman olduğu gibi inananlara, “Gelin bizim yaşantı biçimimize uyun, günahlarınız bizim boynumuza!” derler. Halbuki onlar, bu şekilde yanılttıkları kimselerin, hiçbir günahını yüklenemezler. Dikkat edin, onlar yalancıdırlar.
Abdullah Parlıyan
 Kuran Mealleri
                    Kuran Mealleri