ANKEBÛT SURESİ 12. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا اتَّبِعُوا سَبِيلَنَا وَلْنَحْمِلْ خَطَايَاكُمْ وَمَا هُم بِحَامِلِينَ مِنْ خَطَايَاهُم مِّن شَيْءٍ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ ﴿١٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve
kale
ellezî
keferû
li ellezîne
âmenû
ittebiû
sebîle-nâ
velnahmil (ve li nahmil)
hatâyâ-kum
ve mâ hum
bi hâmilîne
min hatâyâ-hum
min şey'in
inne-hum
le
kâzibûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve | ve |
kale | dedi |
ellezî | ki o |
keferû | inkâr ederler |
li ellezîne | o kimselere |
âmenû | âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
ittebiû | tâbî olun |
sebîle-nâ | bizim yolumuz |
velnahmil (ve li nahmil) | ve biz taşıyalım, biz yüklenelim |
hatâyâ-kum | sizin hatalarınız |
ve mâ hum | ve onlar değil |
bi hâmilîne | yüklenenler |
min hatâyâ-hum | onların, diğerlerinin hatalarından |
min şey'in | bir şeyden |
inne-hum | muhakkak ki onlar |
le | elbette, gerçekten |
kâzibûne | yalancılardır |
Ve inkâr edenler, âmenû olanlara: "Bizim yolumuza tâbî olun. Sizin hatalarınızı (günahlarınızı) yüklenelim." dediler. Onlar, diğerlerinin hatalarından bir şey yüklenecek değiller. Muhakkak ki onlar, yalancılardır.
ANKEBÛT SURESİ 12. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, iman edenlere:
Ahmet Tekin
'Bizim yolumuzu, bizim hayat tarzımızı benimseyin, sizin günahlarınızı biz yüklenelim.' derler. Halbuki onlar, hiçbir şekilde, mü’minlerin günahlarını yüklenecek değiller. Belli ki onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler.