Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا اتَّبِعُوا سَبِيلَنَا وَلْنَحْمِلْ خَطَايَاكُمْ وَمَا هُم بِحَامِلِينَ مِنْ خَطَايَاهُم مِّن شَيْءٍ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ ﴿١٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kale ellezî keferû li ellezîne âmenû ittebiû sebîle-nâ velnahmil (ve li nahmil) hatâyâ-kum ve mâ hum bi hâmilîne min hatâyâ-hum min şey'in inne-hum le kâzibûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
kale dedi
ellezî ki o
keferû inkâr ederler
li ellezîne o kimselere
âmenû âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler
ittebiû tâbî olun
sebîle-nâ bizim yolumuz
velnahmil (ve li nahmil) ve biz taşıyalım, biz yüklenelim
hatâyâ-kum sizin hatalarınız
ve mâ hum ve onlar değil
bi hâmilîne yüklenenler
min hatâyâ-hum onların, diğerlerinin hatalarından
min şey'in bir şeyden
inne-hum muhakkak ki onlar
le elbette, gerçekten
kâzibûne yalancılardır

Ve inkâr edenler, âmenû olanlara: "Bizim yolumuza tâbî olun. Sizin hatalarınızı (günahlarınızı) yüklenelim." dediler. Onlar, diğerlerinin hatalarından bir şey yüklenecek değiller. Muhakkak ki onlar, yalancılardır.

ANKEBÛT SURESİ 12. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

O küfre varanlar (Mekke kâfirleri), iman edenlere şöyle dediler: “- Bizim yolumuza (putlara ibadetten ibaret olan dinimize) uyun da sizin günahlarınızı biz yüklenelim.” Halbuki bunların günahlarından hiç bir şey yüklenici değillerdir onlar. Şübhesiz ki onlar (sözlerinde) yalancıdırlar.

Ali Fikri Yavuz