Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَإِبْرَاهِيمَ إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَاتَّقُوهُ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ibrâhîme iz kâle li kavmi-hi u'budûllâhe (u'budû allâhe) vettekûhu (ve ittekû-hu) zâlikum hayrun lekum in kuntum ta'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ibrâhîme ve İbrâhîm
iz kâle demişti
li kavmi-hi kavmine
u'budûllâhe (u'budû allâhe) Allah'a kul olun
vettekûhu (ve ittekû-hu) ve ona karşı takva sahibi olun
zâlikum işte bu, bu
hayrun daha hayırlı
lekum sizin için
in eğer
kuntum siz ... oldunuz
ta'lemûne biliyorsunuz

Ve İbrâhîm (A.S), kavmine: "Allah’a kul olun ve O’na karşı takva sahibi olun. Eğer siz biliyorsanız, bu sizin için daha hayırlıdır." demişti.

ANKEBÛT SURESİ 16. Ayeti Ahmet Tekin Meali

İbrâhim’i de, kavmine peygamber olarak gönderdik. Hani kavmine:
'Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet edin, O’na sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Eğer bilmiş olsanız, bu sizin için daha hayırlıdır.' demişti.

Ahmet Tekin