ANKEBÛT SURESİ 18. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
وَإِن تُكَذِّبُوا فَقَدْ كَذَّبَ أُمَمٌ مِّن قَبْلِكُمْ وَمَا عَلَى الرَّسُولِ إِلَّا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ ﴿١٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve in
tukezzibû
fe
kad
kezzebe
umemun
min kabli-kum
ve
mâ alâr resûli (alâ er resûli)
illâl belâgu (illâ el belâgu)
el mubînu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve in | ve eğer |
tukezzibû | yalanlıyorsunuz (yalanlarsınız) |
fe | o zaman, böylece, ... de (dahi) |
kad | olmuştu |
kezzebe | tekzip etti, yalanladı |
umemun | ümmetler |
min kabli-kum | sizden önce, sizden önceki |
ve | ve |
mâ alâr resûli (alâ er resûli) | resûlün üzerine değil |
illâl belâgu (illâ el belâgu) | tebliğden başka |
el mubînu | apaçık |
Ve eğer tekzip ederseniz (yalanlarsanız), sizden önceki ümmetler de tekzip etmiştiler. Resûllerin üzerine apaçık tebliğden başka bir (sorumluluk) yoktur.
ANKEBÛT SURESİ 18. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."
Yaşar Nuri Öztürk