Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿٢٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kul sîrû fî el ardı fanzurû (fe unzurû) keyfe bedee el halka summallâhu (summe allâhu) yunşîu en neş'ete el âhırate innallâhe alâ kulli şey'in kadîrun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kul de, söyle
sîrû yürüyün, dolaşın
fî el ardı yeryüzünde
fanzurû (fe unzurû) o zaman, böylece bakın
keyfe nasıl
bedee ilk defa başladı, ilk
el halka yaratma, yaratış
summallâhu (summe allâhu) sonra Allah
yunşîu inşa edecek, yaratacak
en neş'ete el âhırate ahiretin inşası, ahiretin yaratılması
innallâhe muhakkak ki Allah
alâ kulli şey'in herşeye
kadîrun kaadir, muktedir, kudreti yeter

"Yeryüzünde dolaşın ve böylece ilk yaratılışın nasıl olduğuna bakın. Sonra Allah, ahiretin yaratılışını inşa edecek (gerçekleştirecek). Muhakkak ki Allah, herşeye kaadirdir." de.

ANKEBÛT SURESİ 20. Ayeti Seyyid Kutub Meali

Onlara de ki; «Yeryüzünde geziniz de Allah'ın canlıları ilk kez nasıl yarattığını görünüz.» Allah bu yaratma işlemini ilerde bir kere daha tekrarlayacaktır. Hiç kuşkusuz Allah'ın her şeye gücü yeter.

Seyyid Kutub