Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ اللَّهِ وَلِقَائِهِ أُوْلَئِكَ يَئِسُوا مِن رَّحْمَتِي وَأُوْلَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٢٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ellezîne keferû bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) ve likâi-hî ulâike yeisû min rahmetî ve ulâike lehum azâbun elîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ellezîne ve onlar
keferû inkâr ettiler, örttüler
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) Allah'ın âyetlerini
ve likâi-hî ve ona mülâki olmayı, ulaşmayı
ulâike işte onlar
yeisû ümidi kestiler
min rahmetî rahmetimden
ve ulâike ve işte onlar
lehum onlar için vardır
azâbun elîmun elîm azap

Allah’ın âyetlerini ve O’na (Allah’a) mülâki olmayı (ruhlarını hayatta iken Allah’a ulaştırmayı) inkâr edenler; işte onlar, rahmetimden ümidi kestiler. Ve işte onlar ki; onlar için elîm azap vardır.

ANKEBÛT SURESİ 23. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Âyetlerimizi, yaratıcının birliğini gösteren kâinattaki delilleri ve Allah’ın huzurunda hesaba çekilmeyi, mükâfat ve cezayı inkârda ısrar edenler, kafirler, işte onlar, benim rahmetimden ümitvar olmayanlardır. Onlara can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.

Ahmet Tekin