ANKEBÛT SURESİ 37. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ ﴿٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
kezzebû-hu
fe
ehazet-hum
er recfetu
fe
asbehû
fî
dâri-him
câsimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | böylece, fakat, o zaman, bu sebeple |
kezzebû-hu | onu yalanladılar |
fe | böylece, fakat, o zaman, bu sebeple |
ehazet-hum | onları aldı, yakaladı |
er recfetu | şiddetli sarsıntı |
fe | böylece, fakat, o zaman, bu sebeple |
asbehû | sabahladılar, oldular |
fî | içinde, ...'de |
dâri-him | onların yurtları, diyarları |
câsimîne | diz üstü çökmüş olanlar |
Fakat onu yalanladılar. Bu sebeple onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı. Böylece kendi diyarlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar (helâk oldular).
ANKEBÛT SURESİ 37. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Derken yalanlamışlardı onu da onları bir sarsıntı, helâk edivermişti, derken evlerinde diz çökmüş bir halde yerlere yığılıp helâk oluvermişlerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı