Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ ﴿٣٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe kezzebû-hu fe ehazet-hum er recfetu fe asbehû dâri-him câsimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe böylece, fakat, o zaman, bu sebeple
kezzebû-hu onu yalanladılar
fe böylece, fakat, o zaman, bu sebeple
ehazet-hum onları aldı, yakaladı
er recfetu şiddetli sarsıntı
fe böylece, fakat, o zaman, bu sebeple
asbehû sabahladılar, oldular
içinde, ...'de
dâri-him onların yurtları, diyarları
câsimîne diz üstü çökmüş olanlar

Fakat onu yalanladılar. Bu sebeple onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı. Böylece kendi diyarlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar (helâk oldular).

ANKEBÛT SURESİ 37. Ayeti Ali Bulaç Meali

Ancak onu yalanladılar; bunun üzerine onları amansız bir sarsıntı yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

Ali Bulaç