Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَعَادًا وَثَمُودَ وَقَد تَّبَيَّنَ لَكُم مِّن مَّسَاكِنِهِمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَعْمَالَهُمْ فَصَدَّهُمْ عَنِ السَّبِيلِ وَكَانُوا مُسْتَبْصِرِينَ ﴿٣٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve âden ve semûde ve kad tebeyyene lekum min mesâkini-him ve zeyyene lehum eş şeytânu a'mâle-hum fe sadde-hum anis sebîli (an es sebîli) ve kânû mustebsırîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve âden ve Ad (kavmi)
ve semûde ve Semud (kavmi)
ve kad ve olmuştu
tebeyyene beyan edildi
lekum size
min mesâkini-him onların meskenlerinden
ve zeyyene ve süsledi
lehum onlara
eş şeytânu şeytan
a'mâle-hum onların amelleri, yaptıkları
fe böylece, fakat, o zaman, bu sebeple
sadde-hum onları alıkoydu
anis sebîli (an es sebîli) yoldan
ve kânû ve ... oldular, ... idiler
mustebsırîne görebilenler, görenler

Ve Ad ve Semud kavmi, size beyan edildi (gösterildi). Onların meskenlerinden (bahsedilerek) ve şeytan onlara amellerini süsledi. Böylece onları (Allah’ın) yolundan alıkoydu. Ve onlar görebilenlerdi (görerek inkâr edenlerdi).

ANKEBÛT SURESİ 38. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

Ad ve Semud'a (da böyle yaptık). . . Onların meskenlerinden durumlarını anlamışsınızdır. . . Şeytan kendilerine yaptıklarını süsledi de onları (Hak) yoldan engelledi. . . Gerçeği anlayacak hâlde olmalarına rağmen!

Ahmed Hulusi