ANKEBÛT SURESİ 40. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
فَكُلًّا أَخَذْنَا بِذَنبِهِ فَمِنْهُم مَّنْ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِ حَاصِبًا وَمِنْهُم مَّنْ أَخَذَتْهُ الصَّيْحَةُ وَمِنْهُم مَّنْ خَسَفْنَا بِهِ الْأَرْضَ وَمِنْهُم مَّنْ أَغْرَقْنَا وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَكِن كَانُوا أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ ﴿٤٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | bunun üzerine, böylece |
kullen | hepsi |
ehaznâ | biz aldık, yakaladık |
bi | ile |
zenbi-hi | onun günahı |
fe | bunun üzerine, böylece |
min-hum | onlardan bir kısmı |
men | kim, kimse |
erselnâ | biz gönderdik |
aleyhi | ona, onun üzerine |
hâsıben | kasırga |
ve | ve |
min-hum | onlardan bir kısmı |
men | kim, kimse |
ehazet-hu | onu aldı, yakaladı |
es sayhatu | sayha (şiddetli ses dalgası) |
ve | ve |
min-hum | onlardan bir kısmı |
men | kim, kimse |
hasefnâ | yere geçirdik, yerin dibine batırdık |
bi-hi | onu, onunla |
el arda | arz, yeryüzü |
ve | ve |
min-hum | onlardan bir kısmı |
men | kim, kimse |
agraknâ | biz boğduk |
ve | ve |
mâ kânallâhu | Allah değildi, olmadı |
li yazlime-hum | onlara zulmeden |
ve lâkin | ve lâkin, fakat |
kânû | oldular |
enfuse-hum | onların nefsleri, kendi nefsleri |
yazlimûne | zulmediyorlar |
Bunun üzerine hepsini günahlarıyla yakaladık. Böylece onların bir kısmının üzerine kasırga gönderdik. Ve bir kısmını sayha (şiddetli ses dalgası) yakaladı, bir kısmını yerin dibine geçirdik ve bir kısmını da (suda) boğduk. Allah, onlara zulmedici olmadı. Ve lâkin onlar, nefslerine zulmediyorlardı.
ANKEBÛT SURESİ 40. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali
Bunun üzerine (biz de) her birini günâhı sebebiyle yakaladık. Artık onlardan kiminin üzerine, (taş yağdıran) bir kasırga gönderdik! İçlerinden kimini de o (korkunç) ses yakaladı! Onlardan bazısını ise yere batırdık! İçlerinden bazısını da suda boğduk! Hâlbuki Allah onlara zulmediyor değildi; fakat onlar (bu isyanlarıyla) kendilerine zulmediyorlardı.
Hayrat Neşriyat