Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاء كَمَثَلِ الْعَنكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا وَإِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنكَبُوتِ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ ﴿٤١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

meselu ellezîne ittehazû min dûni allâhi evliyâe ke meseli el ankebûti ittehazet beyten ve inne evhene el buyûti le beytu el ankebûti lev kânû ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
meselu misal, hal, durum
ellezîne onlar
ittehazû edindiler
min dûni ...'den başka
allâhi Allah
evliyâe velîler, dostlar
ke gibi
meseli misal, hal, durum
el ankebûti örümcek
ittehazet edindi
beyten ev
ve inne ve muhakkak ki
evhene en dayanıksız
el buyûti evler
le gerçekten
beytu ev
el ankebûti örümcek
lev keşke
kânû oldular
ya'lemûne biliyorlar

Allah’tan başka dostlar edinenlerin durumu, (kendisine) ev edinen örümceğin hali gibidir. Ve muhakkak ki evlerin en dayanıksızı örümceğin yuvasıdır. Keşke onlar bilselerdi.

ANKEBÛT SURESİ 41. Ayeti Süleyman Ateş Meali

Allah'tan başka veliler edinenler, bir ev edinen örümceğe benzerler. Evlerin en gevşeği örümcek evidir, keşke bilselerdi.

Süleyman Ateş