Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ وَمَا يَعْقِلُهَا إِلَّا الْعَالِمُونَ ﴿٤٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve tilke el emsâlu nadribu-hâ li en nâsi ve mâ ya'kılu-hâ illâ el âlimûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
tilke işte bu
el emsâlu misaller, örnekler
nadribu-hâ onu (örnek) veriyoruz
li en nâsi insanlar için, insanlara
ve ve
mâ ya'kılu-hâ onu akıl edemez
illâ hariç, ...’den başka
el âlimûne alimler

Ve işte bu örnekleri insanlar için veriyoruz. Ve onu, âlimlerden başkası akıl (idrak) edemez.

ANKEBÛT SURESİ 43. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.

Yaşar Nuri Öztürk