Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


خَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً لِّلْمُؤْمِنِينَ ﴿٤٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

halaka allâhu es semâvâti ve el arda bi el hakkı inne zâlike le âyeten li el mu'minîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
halaka yarattı
allâhu Allah
es semâvâti semalar, gökler
ve ve
el arda arz, yeryüzü
bi el hakkı hak ile
inne muhakkak ki
içinde, ...'de
zâlike işte bu
le elbette, mutlaka
âyeten âyet (âyetler, deliller)
li el mu'minîne mü'minler için, mü'minlere

Allah, semaları ve arzı hak ile halketti. Muhakkak ki bunda, mü’minler için mutlaka deliller vardır.

ANKEBÛT SURESİ 44. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Allah gökleri ve yeri, gayesiz değil, hak ve hikmetle, gerçek bir gaye ile yarattı. Elbette bunda iman edecek kimseler için alınacak dersler vardır.

Suat Yıldırım