Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ ﴿٤٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

utlu ûhıye ileyke min el kitâbi ve ekımı es salâte inne es salâte tenhâ anil fahşâi (an el fahşâi) ve el munkeri ve le zikrullâhi (zikru allâhi) ekberu vallâhu (ve allâhu) ya'lemu tasneûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
utlu oku
şey
ûhıye vahyedilen
ileyke sana
min ...'den
el kitâbi kitap
ve ekımı ve ikame et, yap (kıl)
es salâte namaz
inne muhakkak ki
es salâte namaz
tenhâ nehyeder, yasaklar, mani olur, men eder
anil fahşâi (an el fahşâi) fuhuştan, kötülükten
ve el munkeri ve münker, nekir, kötülük
ve le ve elbette, mutlaka
zikrullâhi (zikru allâhi) Allah'ın zikri
ekberu en büyük
vallâhu (ve allâhu) ve Allah
ya'lemu bilir
şey(ler), ne
tasneûne yapıyorsunuz

Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.

ANKEBÛT SURESİ 45. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Kitap’tan sana vahyedileni oku/düşün! Ve namazı (ayetlerin anlamını düşünerek huşû ile) kıl. Gerçekten (okunan ayetlerin manâsını anlayarak kılınan) namaz utanç verici davranışlardan ve uygunsuz işlerden alıkoyar! Elbette ki; Allah’ı (Kur’an okuyarak) anmak/düşünmek, işte bu, en büyük ibadettir/mutluluktur! Allah durumunuzu çok iyi biliyor.

Sadık Türkmen