ANKEBÛT SURESİ 46. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.
وَلَا تُجَادِلُوا أَهْلَ الْكِتَابِ إِلَّا بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِلَّا الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْهُمْ وَقُولُوا آمَنَّا بِالَّذِي أُنزِلَ إِلَيْنَا وَأُنزِلَ إِلَيْكُمْ وَإِلَهُنَا وَإِلَهُكُمْ وَاحِدٌ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ ﴿٤٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lâ tucâdilû
ehle el kitâbi
illâ
bi
elletî
hiye
ahsenu
illâ
ellezîne
zalemû
min-hum
ve kûlû
âmennâ
bi
ellezî
unzile
ileynâ
ve unzile
ileykum
ve ilâhu-nâ
ve ilâhu-kum
vâhıdun
ve nahnu
lehu
muslimûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lâ tucâdilû | ve mücâdele etmeyin |
ehle el kitâbi | kitap ehli |
illâ | hariç, ...'den başka |
bi | ile, ...'e |
elletî | ki o |
hiye | o |
ahsenu | en ahsen, en güzel olan |
illâ | hariç, ...'den başka |
ellezîne | onlar |
zalemû | zulmettiler |
min-hum | onlardan |
ve kûlû | ve deyin |
âmennâ | biz îmân ettik |
bi | ile, ...'e |
ellezî | ki o |
unzile | indirildi |
ileynâ | bize |
ve unzile | ve indirildi |
ileykum | size |
ve ilâhu-nâ | ve bizim ilâhımız |
ve ilâhu-kum | ve sizin ilâhınız |
vâhıdun | tek, bir, aynı |
ve nahnu | ve biz |
lehu | ona |
muslimûne | teslim olanlar |
Ve kitap ehli ile onlardan zulmedenler hariç, en güzel olandan başka bir şekilde mücâdele etmeyin. Ve "Biz, bize indirilene ve size indirilene îmân ettik. Bizim İlâhımız ve sizin İlâhınız birdir (aynıdır). Ve biz, O’na teslim olanlarız." deyin.
ANKEBÛT SURESİ 46. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Ve kitap ehliyle, ancak en güzel bir tarzda mücâdele edin; yalnız içlerinden zulmedenler müstesnâ ve deyin ki: İnandık bize indirilene de, size indirilene de ve mâbûdumuz ve mâbûdunuz birdir ve biz, ona teslîm olmuşuz.
Abdulbaki Gölpınarlı